‘Ejderha Dövmeli Kız’ Hakkında 8 İlginç Gerçek

Ejderha Dövmeli Kız’da itibarını kaybetmiş bir finans gazetecisi olan Mikael Blomkvist tuhaf bir görev için İsveç kırsalına gider: Genç bir kızın onlarca yıl önce kaybolmasıyla ilgili gerçeği ortaya çıkarmak. Uğursuz ayrıntılar ortaya çıktıkça Blombvist kurallara göre oynamayı umursamayan, karşı kültürlü, son derece özel bir hacker olan Lisbeth Salander’dan yardım ister.

Stieg Larsson tarafından yazılan roman birden fazla kitap ve filme yayılan bir serinin başlangıcı oldu. İşte bu serinin nasıl ortaya çıktığına dair bazı ilginç gerçekler:

Stieg Larsson, Mikael Blomkvist gibi sol görüşlü yayın yapan bir gazeteciydi. Larsson’unki 1995’te İsveç’teki artan sağcı aşırılık dalgasını ifşa etmek için kurduğu bir dergi olan Expo’ydu. Expo çok ilgi görmesine rağmen kar edecemedi ve bu yüzden Larsson 2002’de kurguda şansını denemeye karar verdi. Ticari bir başarının gazeteciliğini finanse etmesine yardımcı olacağını umuyordu.

Kitaplar ölümünden sonra yayınlandı

Ejderha Dövmeli Kız ve iki devam kitabı – ki toplu olarak Milenyum üçlemesi veya Milenyum serisi olarak bilinir – uluslararası beğeni kazandı. Ancak Larsson bunun meyvelerini toplayacak kadar uzun yaşamadı: 2004’te 50 yaşındayken kalp krizinden öldü. Üçlemenin ilk kitabı ertesi yıl yayınlandı.

Larsson’un partneri de yazım sürecine dahil oldu

Larsson’un hiç roman yazmamış olmaktan iki yıllık bir süre içinde üç tane çok satan kitap çıkarmasına geçişi meslektaşları ve yabancılar arasında şüphe uyandırdı. Larsson’un daha önceki çalışmalarından bazılarını düzenleyen ve durumu The New York Times’a “imkansız” olarak nitelendiren gazeteci Anders Hellberg, aslında Larsson’un Millennium serisini hiç yazmadığını öne sürdü. Aynı görüşü paylaşan başkaları da uzun zamandır partneri olan Eva Gabrielsson’un yönetimiyle bu kitapların yayınladığını teorileştirdi.

Aynı zamanda bir yazar olan Gabrielsson, Lisbeth Salander ve Mikael Blomkvist’in unutulmaz maceralarını Larsson’un kendisinin kaleme aldığını iddia ediyor, ancak yazma sürecine katıldığını da kabul ediyor. 2011’de The Guardian’a “Gerçek yazım, zanaatkarlık Stieg’indi. Ancak içerik farklı bir konu. Orada çok fazla düşüncem, fikrim ve çalışmam var” dedi. Larsson diziyi yazarken Gabrielsson, İsveçli mimar Per Olof Hallman hakkında yazdığı kitapla meşguldü ve yaptığı araştırmalar Larsson’un dizideki sahnelerin nerede geçeceğini seçmesine de yardımcı oldu.

Larsson gerçek hayattaki cinayetlerden ilham aldı

Gabrielsson’un anılarına göre “The Millennium Trilogy’deki her şiddet eylemi polis raporlarında anlatılan gerçek cinayetlerden esinlenmişti. “İsveç’te, [bir] cümle telaffuz edildikten sonra, dosyalar kamu malı haline gelir ve danışılabilir.” Kitapları doğrudan etkileyen üç cinayetten bahsetti: 2001’de eski erkek arkadaşı tarafından öldürülen Melissa Nordell; 2002’de babası tarafından öldürülen Fadime Şahindal; ve 1984’te iki çöp torbasında kısmi kalıntıları bulunan seks işçisi Catrine da Costa. Cinayetle suçlanan sanıklar mahkum edilmedi ve zaman aşımı süresi doldu.

Kitabın İngilizce başlığı İsveççe olanına hiç benzemiyor

Larsson’un ilk romanının İngilizce başlığı çeviride kaybolan ifadeden daha yerinde bir ifade. Kitap 2005 yılında İsveç’te orijinal adıyla yayınlandı: Män som hatar kvinnor veya Kadınlardan Nefret Eden Erkekler. Ancak yayıncı Christopher MacLehose’un İngilizce haklarını satın almasının ardından İngiliz kitapçılar değişiklik önerdiler, böylece ortaya Ejderha Dövmeli Kız çıktı. Larsson’un eserini ABD’de yayınlayan Sonny Mehta’ya göre, bu değişim olası okuyucuların Kadınlardan Nefret Eden Erkekler’i bir kişisel gelişim kitabı sanabileceği endişesinden kaynaklanıyordu. Ve 2010’daki bir BookPage röportajında ​​açıkladığı gibi, yeni isim romanın suçlu kadın düşmanı kötü adamlarını odak noktasından alıp bunun yerine yılmaz kahraman Lisbeth Salander’i koydu.

İkinci romanın İsveççe başlığı, Flickan som lekte med elden, İngilizce başlığıyla uyuşuyor—Ateşle Oynayan Kız—ama İngilizce yayıncılar, Millennium Üçlemesi’nin üçüncü ve son eseri için İsveçli meslektaşlarından yine ayrıldılar. Luftslottet som sprängdes kabaca “patlayan hava kalesi” anlamına geliyor ve bu da Eşek Arısı Yuvasını Tekmeleyen Kız oldu.

Lisbeth Salander’in ejderha dövmesinin devasa olması gerekiyordu

Salander’in korkutucu ejderha dövmesinin sırtının önemli bir bölümünü kaplaması mantıklıydı—İsveççe versiyonunda olduğu gibi. The Tattooed Girl: The Enigma of Stieg Larsson and the Secrets Behind the Most Compelling Thrillers of Our Time adlı kitapta yazarlar Dan Burstein, Arne de Keijzer ve John-Henri Holmberg, Larsson’un ilk romanda dövmeyi “sağ kürek kemiğinden kalçasına kadar uzanan” bir dövme olarak tanımladığını ve devam kitabında ejderhanın kuyruğunun uyluğuna kadar uzandığını belirtiyor. Öte yandan İngilizce versiyonlarda “kürek kemiğine” minik bir ejderha yerleştiriliyor.

İngilizce çevirmen takma ad kullanmayı tercih etti

Edebiyatta ufak çeviri tutarsızlıkları olur, ancak Larsson’un eseri ortalama bir romandan daha fazlasına maruz kaldı. Steven T. Murray üç kitabı başlangıçta İngilizce konuşan film yapımcıları için aceleyle çevirmişti ve MacLehose bunları okuyucular için yayınlamaya karar verdiğinde düzenleme sürecinin çoğunda yer alması için zaman yoktu. Bu nedenle Murray çevirmen imzası için “Reg Keeland” takma adını kullanmayı tercih etti.

Tamamlanmamış bir dördüncü kitap var

Larsson dördüncü romanının bir kısmını yazdı. 2010 yılında arkadaşı Holmberg, Associated Press’e tamamlanmamış el yazmasının 320 sayfa olduğunu söyledi ve ayrıca Larsson’un ölümünden haftalar önce kendisine e-postayla gönderdiği ayrıntıları da açıkladı. Larsson “Konu Eylül ayında Sachs Harbour’un 120 kilometre kuzeyinde, Banks Island’da geçiyor. Sachs Harbour’da 134 kişinin yaşadığını ve dünyayla tek temaslarının hava izin verdiğinde haftada iki kez bir posta uçağı olduğunu biliyor muydunuz?” yazmıştı.

Ancak 2011 yılında Gabrielsson, Larsson’un dizüstü bilgisayarındaki yarım eserin (ya da 2010 itibarıyla öyleydi), yalnızca 200 sayfadan oluştuğunu iddia etti. Ona göre Larsson bir taslak hazırlayarak yazmadığı veya not tutmadığı için bunlar gerçekten birbirine uymuyordu ve kitabı tamamlamak oldukça zor bir iş olabilirdi. Yine de bunun yapılabileceğini düşündü ve Larsson’un mirasında ona bunu yapma hakkını vermediği için denemediğini açıkladı.

O zamandan beri dizi onun katılımı olmadan devam etti. David Lagercrantz, Salander’in hikayesini üç romanla sürdürdü: Örümcek Ağındaki Kız (Claire Foy’un başrol oynadığı 2018 yapımı bir filmin temeli), Gözüne Göz Koyan Kız ve İki Kere Yaşayan Kız. Daha sonra Karin Smirnoff, İngilizce çevirisi 2023’te raflara çıkan Kartalın Pençelerindeki Kız ile devraldı.

What's your reaction?