Denizlerdeki tehlikenin farkında mısınız?
Her sene binlerce ton plastik okyanuslara, nehirlere, göllere ve içme sularına karışıyor ve bu durum yakın bir zamanda değişecekmiş gibi gözükmüyor. Peki plastiklerin denizlerde yarattığı tehlikelerin farkında mısınız?
Plastiksiz bir gündelik yaşam düşünülemiyor. Ancak kullanıldıktan sonra atılan plastik torbalar, kaplar, paketler uzun süre doğaya zarar veriyor, özellikle de denizlere. Tahminlere göre denizlerde bulunan plastik 140 milyon tona ulaşmış durumda ve bu rakam her geçen gün artıyor. Çevre örgütleri yıllardır bu artışa dikkat çekmeye çalışıyor.
Denizlerdeki plastik neden tehlikeli?
Arktik ve Antartika Okyanusu gibi dünyanın uzak noktalarına gittiğinizde dahi plastik çöple karşılaşıyorsunuz. Balıklar, midyeler ve diğer deniz canlıları için mikroplastikler birer tehdit. Greenpeace üyesi Sandra Schötter, “Atlantik morinası, ton balıkları ve diğer balık türlerinin vücutlarında plastiğe rastlıyorsunuz” diyor. Alman Çevre Bakanlığı senelerdir midesi plastikle dolduğu için besin tüketemeyen ve açlıktan ölen hayvanlara dikkat çekmeye çalışıyor. Her sene 100 bin civarında deniz canlısı bu kirlilik sebebiyle ölüyor.
Bu durum insanlar için de tehlikeli mi?
Alman Çevre Bakanlığı Denizleri Koruma Daire Sorumlusu Karja Ziebarth, plastik çöpünün zararsız bir şey olmadığını vurguluyor. Plastik maddelerde klorlanmış hidrokarbon, sertleştiriciler ya da yumuşatıcılar bulunur. Bu küçük parçacıklar solucanlar, midyeler, yengeçlerin vücuduna nüfuz ediyor ve bu canlılar sonradan diğer balıklara yem oluyor. Bu durum son bir kaç yıldır bilimin gündeminde. Sandra Schsötter, besin zincirine girmiş olan mikroplastiklerin bir süre sonra bizim de masamıza geleceğini ifade ediyor.
Plastik çöp denizde çözülüyor mu?
Uzmanlara göre plastik çöpüne ilişkin kaygılar binlerce yıl sürmese bile daha yüzlerce yıl bizi meşgul etmeye devam edecek. Plastik zaman içinde parçalanıyor ancak mikro plastik içeren tanecikler kaybolmuyorlar. Bu sebeple deniz içindeki plastik çöpünün büyük bir kısmı gözle görülemiyor. Çöpün yüzde 15’i yüzeyde ve sadece yüzde 5’i sahile vuruyor. Aşağı Saksonya eyaleti, Wilhelmshaven’da bulunan Deniz Kimyası ve Biyolojisi Enstitüsü, Ağustos 2016 yılından beri Kuzey Denizi’ndeki plastik çöpleri ile ilgili bir araştırma yürütüyor. Araştırmada makroplastik de denilen 5 milimetreden büyük plastikler ve bunların Kuzey Denizi’nin güneyindeki yayılımı inceleniyor.
Tüm ülkeler plastik kirliliğinden eşit ölçü de mi etkileniyor? Bu konuda nasıl ilerleme kaydedilebilir?
Deniz Kimyası ve Biyolojisi Enstitüsü’nden Jörg-Olaf Wolff, her sene tüm dünyada ortalama 300 milyon ton plastik çöp üretildiğine dikkat çekerek kirliliğin dünya çapında bir problem olduğunun altını çiziyor. Bu sebeple bu konuya dünya bağlamında bakmak önemli. Kirliliğin artmasını engellemenin ilk adımı plastik üretimini sınırlamak. Greenpeace örgütünde çalışan uzman Schötter ayrıca kozmetik sanayinde sıvı, jel ve sakız kıvamındaki mikro plastik maddelerin kullanımının tamamen terk edilmesi gerektiğini ifade ediyor.