David Lynch’in 1968 tarihli korkunç kısa filmi The Alphabet’i izleyin
Lynch, 1977’de ilk uzun metraj filmi Eraserhead’i yönetmesinden yıllar önce çektiği The Alphabet ile bizi korkutmuştu
“Müzik, film, resim, yazı, her şey arasında bir bağ var, ne kadar çok ilgi duyarsanız birbirlerine o kadar çok yardım edeceklerdir.”
– David Lynch
David Lynch, 1968 tarihli kısa filmi The Alphabet‘te ilk eşi Peggy’nin yeğeninin gördüğü bir kabus sırasında harfleri sıralaması ve uyanıp tekrar tekrar zıplamasından esinlenmiş.
İlk uzun metraj filmi Eraserhead’i 1977’de yönetmesinden ve The Elephant Man (1980), Blue Velvet (1986) ve Wild At Heart (1990) gibi sanat odaklı filmlerde normalin içinde saklı gizemi ve deliliği ortaya çıkarmasından önce Lynch, Alphabet ile bizi korkutmuştu.
Gerçeküstü Blue Velvet hakkında “Dünyada ve içimizde başa çıkmamız gereken şeyler var. Onlardan bir süre, belki de uzun bir süre kaçabilirsiniz, ancak onlarla yüzleşip isimlerini söylediğinizde güçlerini kaybetmeye başlarlar. Düşmanı bir kez isimlendirdiğinizde, onunla çok daha iyi başa çıkabilirsiniz” demişti.
Bu, The Alphabet‘te yakaladığı bir temaydı. Peggy’yi beyaza boyadı ve siyaha boyanmış bir odada filme aldı. Yatakta yatıyor, beyazlığı sayesinde etrafındaki mürekkep siyahına karşı hayalet gibi görünüyor. Film, doğaüstü bir alfabe Peggy’nin hassasiyetlerini altüst etmeden önce animasyona, bir kolaja dönüşüyor. Kan sıçramış çarşaflar görüyoruz. Ağlayan bir bebeğin sesi de Lynch’in yeni doğan kızı Jennifer’ın kaydı.
flash bak