Christiania Komününde Yaşam

14 Eylül 2016

Christiania; dar sokaklarına yayılmış canlı resimler, gür yeşillikler ve tuhaf eko-yapılarıyla Copenhagen’in kötü şöhretli işgal kasabası. Genellikle dünyanın en büyük ve en uzun ömürlü özerk komün olarak bahsedilir ve belki de öyledir: hükumetler başka yerde kira ödemeyen, açıkça esrar ticareti yapan ve ülkenin başkentinde kendi bağımsız yapısı kuran bir komüne tolerans göstermezdi.

Avrupa’nın en modern ve lüks şehirlerinden biride süregelen böyle bir ikonoklastik cennet – kabaca 900 evden oluşan – akıllara durgunluk veriyor. Topluluğun işgal ettiği arazinin 84 dönümlük şeridinin iki tarafını suyolları kuşatır ve merkezini cennet gibi bir göl keser. Sadece birkaç blok ötesi dünyanın her yerinden gastronomi uzmanlarının uğrak yeri ki Michelin yıldızlı restoran Noma’dır.

Christiania’nın girişi. (Fotoğraf: JJFarq/shutterstock.com)

Diziliş bazen tuhaf ve sarsıcı görünüyor. 2010 yılında,

Komünün canlı müzik kulübü Loppen’de 1970in İngiliz anarko-punk efsanesi Steve Cahil’le gece uzakta nadir bir performansıyla eğlenerek geçirdiğim gecede Christiania’da ben kendi rüya anımı deneyimimi yaşadım. Bağımsız kasabanın sınırlarından çıktıktan sonra, okumak için sözleşme yapmış bir değişim öğrencisi olarak normal yaşama döndüm “Şu an AB’ye giriyorsun.”

Böyle bir yer nasıl işler? Orada yaşama ayrıcalığına sahip olan kimdir ve dünyanın en önde gelen ütopyacı topluluklarından bir nasıl korunur? Eğilimlerden anlaşılacağı üzere asıl mesele daha karışıktır. Komün kurulmadan önce bu bölge 1600’lü yıllara dayanan savunma geçmişiyle bir askeri bölge olarak hizmet vermişti. 1971 yılında terk edilmiş ve çitle çevrilmişti. Aynı yılın Eylül ayında işgalciler, çitler parçaladı, boş kışlaları işgal etti ve parkı bir özgür şehir ilan olarak etti.

2007Christiania’da bir cam ev. (Fotoğraf: seier+seier/CC BY 2.0)

Küresel karşı kültürün ruhu yüksekti ve şehrin uygun fiyatlı konuk eksikliği Danimarkalı gençleri huzursuz ediyordu. İşgalciler aykırı bir ütopya için bir görüş formüle etti: kendi kuralları geliştirerek devam edebilir, ( uzlaşma, demokrasinin temel prensiplerinden biri olarak) kendi para birimini ve bayrağını tanıtabilirdi.

Başlangıçta, hükümet hiçbir müdahalede bulunmadan bir sosyal deney gibi izledi. Sakinler bahçeleri ekti, kendi yaşam alanlarını inşa etti ve her türlü silah ve uyuşturucu türleri ile ilgili yasakları da özetleyen Christiania’nın ortak kanunlarını geliştirdi.

Bohem sığınak yabancı turistlerin ve Danimarkalıların uğrak yeri bir turizm alanına dönüştü. Fotoğraf çekmenin kesinlikle yasak olduğu Pusher Caddesinde açıkça satılan esrar, genç gezginler ve değişim öğrencilerinin özellikle çekici oldu.

Christiania’da bir evin parlaklığı. (Fotoğraf: Athena Lao/CC BY 2.0)

Ama bu turistik ve eksantrik çekiciliğin arkasından Christiania, temelde, hala toplumu sürdürmek için çalışmak zorunda olan büyük bir nüfusa ev sahipliği yapmaktadır.

Christiania sözcüsü olan ve yaşam boyu ikamet eden Tanja Fox göre komünün sakinleri çocuklu ailelerde dâhil olmak üzere her yaş grubundan insanı kapsamaktadır. Çoğunluğu Danimarkalı ve İskandinav olmak üzere dünyanın hemen her yerinden insanlarla dolu. Danimarka gazetesi Politiken sakinlerin önemli bir kısmının yaşlandığı yazdı. Fox iddiayı teyit ediyor ve ekliyor; “Tipik Danimarkalı mizahını çağrıştırıyor. Ve yaşlı erkeklere ne olduğunu bilir misiniz? Ölürler,”

Ve bu yüzden, daha genç insanlar komüne taşınıyor. Christiania’da ne zaman bir oda açılsa, komün gazetesi Ugespejlet’te ilan edilir. Daha fazla sayıda konutun kullanılabilir hale gelmesine rağmen talep çok yüksek: Çoğu kez onlarca kişiye bir oda düşmesi mümkün oluyor. Bazıları bir yer için yıllarca bekliyor.

Sergiy PalamarchukChristiania’ya bakış (Fotoğraf: Sergiy Palamarchuk/shutterstock.com)

Christiania on dört mahalleye ayrılmış durumda ve her bir mahalle kendi sakinlerinin güvenlik araştırmasından sorumlu. Bir bütün olarak Christiania ikametgâhları süreci demokratik bir konsensüsle yönetilir. Mahalle toplantıları, kime ev ya da oda verileceğini ve belirlemek için yapılır ve oy birliği ile karar verilmesi gerekir.  Fox, “Bu ciddi bir iş,” diyor ve bir tek kişinin kabulü için 300 ya da 400 mesai saatinden fazla süren toplantılar yapıldığını söylüyor.

Kararın ağırlıklı bölümü kiralık yer eksikliğine dayanır. Sakinler aylık üyelik ve kamu aidatı ödemekle yükümlüdür aksi takdirde ücretsiz evlerde yaşarlar. İdeal bir adayın sahip hangi niteliklere sahip olması gerektiği sorulduğunda Fox, ben yerine biz diyen, yaratıcı çabalar peşinde olan bir topluluğun parçası olmaya hevesli bireylerin tercih edildiğini söylüyor.

Christiania’nın “Yeşil Işık Bölgesi”. (Fotoğraf: Oscity/shutterstock.com)

Konut idaresine ek olarak, Christiania’daki mahalleler geçim, çatışma çözümü ve genel bakım açısından kendi kararlarını veriyor. Kafeler, mağazalar, galeriler ve diğer küçük, topluca işletilen işletmeler ile birlikte Christiania’nın mahallelerinde beş tane de çocuk bakım merkezinin işleri yürütülür. Sadece yıllık bütçe ve ciddi anlaşmazlıklar gibi büyük sorunlar, tüm sakinleri katıldığı Ortak Toplantı’da, Christiania’nın en yüksek forumunda alınır.

Bu ayın başlarında, Pusher Caddesi’nin geleceğini ele almak için Ortak Toplantı çağrısı yapıldı. Bir uyuşturucu satıcısını tutuklamaya çalışan iki polis memuru komün toprakları üzerinde vurulmuştu. (İki memurda kurtuldu ve şüpheli Christiania sakinlerinden biri değildi.)  Komün üyeleri organize suçun topluluğa sızması konusundan endişelerini dile getirdi ve sonunda Pusher Caddesi’ndeki çoktan beridir var olan esrar satış kabinlerini kaldırma yönünde oy kullandı.

Devlet için bir imtiyaz olarak yorumlanabilen özerklik iddiasındaki yerin sakinleri Danimarka polisini uzak tutmak istedi: Onları kendileri yürürlükten kaldırabilirdi.

Christiania duvarlarında graffiti. (Fotoğraf: Tiws/CC BY 2.0)

Uyuşturucu ticaretinin yanında, yakın tarihte Ortak Toplantı’da yüzleşilen en ciddi sorun komünü “normalleştirme” konusunda devletin yaptığı baskıydı. Devlet on yıllardır Christiania’nın varlığını tolere etmekle beraber, Pusher Caddesi polis baskınları, buldozerle korkutmak ya da yeni yasalar ve normalizasyon çalışmaları olsun fırsat buldukça yaptıkları didişmeler komünün 45 yıllık tarihinin bir parçası olmuştur,

2011yılında Christiania sakinlerine araziyi satın almaları ve mülkiyetleri üzerinde piyasa rakamlarının anlamlı şekilde altında yasal hak elde etmeleri için için fırsat teklif etti. Sonuç olarak Christiania mülkü satın almak için 76 milyon kronluk anlaşma yaptı ve ciddi bir ön ödeme yapmak için kredi aldı.

Özel mülkiyet, Christiania’nın mülkiyet paylaşımının temel etosu ile çelişiyor ve çoğu kişi bu fırsatın hükumetin Christiania’yı sistemin içine sokma yolu olduğunu düşünüyor.

1971’deki kuruluş gününden bu yana bir Christiania sakini olan Barny Holmberg, hükumetin hareketi için çevredeki soylulaştırmaya değinip, “ 71’de Christiania şehirden çok uzaktı. Şimdi son derece yakın. Bu farklı. Biz çok çok pahalı konutlarla çevriliyiz,” diye açıklıyor.

Christiania’yı terk etmek:”AB’ye girdiniz”. (Fotoğraf: Justin Hall/CC BY 2.0)

Mülkleri satın alarak kolektif özerk duyguyu korumak için Fox ve diğer bazı komün üyeleri Folkeaktie ya da  Christiania Shar adını verdikleri bir kitlesel fonlama kampanyası başlattı.

Fon 100 kron karşılığında Christiania’nın sembolik hissesini veriyor. Bu duyuruyla fon 12.6 milyon krona yükseldi.

Christiania geleceği için de Holmberg, yeni komün üyelerinin de topluluğun başlangıcında olduğu gibi kendiliğindenlik ve egemenlik ruhu taşıyacağını umuyor.

 “ Kurallara uysaydık, asla burada olmazdık.”

atlasobscura.com/

What's your reaction?