Bazı Albüm Kapakları #16: Bruce Springsteen ve Araba Sevdası
Seda Açıkoğlu
Bruce Springsteen denilince aklıma gelen ilk şey yola çıkma isteğini kamçılayan yol şarkıları, gözümün önüne gelen ilk görüntü de kot pantolonu ve gitarıyla verdiği serseri fotoğrafları oluyor.
Ekim 2020’de yirminci stüdyo albümü “Letter To You” ile üretkenliğinden ve işkolikliğinden hiçbir taviz vermeyen müzisyen, son albümünün ilhamını bir hayranın hediye ettiği gitardan aldığını ve o güzel gitarla arabaya atlayıp belki on günden daha kısa bir sürede albümdeki şarkıları yazdığını söylüyor.
Bruce Springsteen’in başlıca ilham kaynağının gitarıyla arabaya atlayıp yola çıkmak olduğuna yabancı değildik. “Cadillac Ranch”, “Stolen Car”, “Drive Fast”, “Wreck On The Highway”, “Racing In The Street”, “Used Cars” gibi sayısız şarkılarının yanı sıra direksiyona geçme konusunda biraz takıntılı görünen ve bu kadar çok yol hikâyelerinin ozanının geniş bir araba koleksiyonuna sahip olduğunu öğrenmek de şaşırtıcı olmuyor hâliyle.
Sprinsteen’in bu araba sevdası albüm kapaklarına nasıl yansıyor? İçinden arabaların ve yolların geçtiği efsane Bruce Springsteen albüm kapaklarına bir göz atalım mı?
“Cover Me”, Springsteen’in 1984 tarihli yedinci stüdyo albümü “Born in the U.S.A.” den çıkan single. Albüm ve single kapak fotoğraflarını Annie Leibovitz çeker.
Springsteen ve Leibovitz, “Born in the U.S.A.” albümünün ve kapağının muazzam başarısının ardından birlikte çalışmaya devam eder. Leibovitz, sonrasında da birçok kez Amerikan kültürünün bu simge karakterinin fotoğraflarını çeker. Aynı yıl birkaç gün arayla doğmuş akranların ikisi de, aynı kuşağa ait, benzer dünya görüşünde, eğlence ve müzik dünyasının ön saflarında yer almış, cesur ve çok geniş kitlelere hitap eden popüler işler üretirler.
“Tunnel of Love”, Bruce Springsteen’in 1987 tarihli sekizinci stüdyo albümü, albüm ve kapak fotoğraflarını Annie Leibovitz çeker.
Frank Stefanko, Springsteen’in 60 model Corvette’in ön kaputuna oturduğu fotoğrafını 1978’de Haddonfield, New Jersey’de çeker. Stefanko, Corvette Winter adını verdiği fotoğrafın tek vuruşluk bir çekim olduğunu söyler. Fotoğraf, 2016’da piyasaya sürülen derleme albüm “Chapter and Verse” kapağında yer alır, albümle eş zamanlı yayımlanan Bruce Springsteen otobiyografisi “Born to Run” kitabının kapağında da aynı fotoğraf vardır.
Bruce Springsteen’in 1982 tarihli altıncı stüdyo albümü “Nebraska”nın kapağında bir aracın yolcu koltuğundan çekilmiş ıssız bir yol fotoğrafı var.
Gençlik, iyimserlik ve neşe yayan önceki albümlerinin aksine, “Nebraska”, umutsuz, kasvetli ve karanlık bir ruh hâli içerir. Albüm, 19 yaşındaki katil Charles Starkweather ve 14 yaşındaki kız arkadaşı Caril Ann Fugate’in gerçek hikâyesine dayanan birinci şahıs anlatımlı “Nebraska” ile başlar ve benzer kasvetli tonlarda “Reason to Believe” ile biter. Springsteen, bu albümdeki hikâyelerin bazılarının tarihçi Howard Zinn’in “A People’s History of the United States” kitabından esinlendiğini belirtmiş.
“Nebraska” albümünün fotoğrafları müzik endüstrisinin önemli fotoğrafçılarından biri olan David Michael Kennedy tarafından çekilir. Albüm kapağında kullanılan fotoğrafın ıssızlığı, albümde yer alan karakterlerin hikâyelerine güzel bir gönderme niteliğinde.
David Michael Kennedy, kapak fotoğrafını 1975 kışında, sevgilisinin erkek kardeşiyle birlikte yaptıkları bir yol gezisi sırasında, saatler süren büyük bir kar fırtınasının ortasında, eski bir kamyonetin ön koltuğunun penceresinden çektiğini aktarır ve bu görüntünün yaşamının son fotoğrafı olacağını düşündüğünü de ekler.
Kennedy, albümden yıllar önce çekilmiş bu fotoğrafın kapağa geliş hikâyesini ise şöyle aktarıyor: “Bruce, “Nebraska” albümü üzerinde çalışırken kapak için aklında bir manzara fikri vardı. Albümde sanat yönetmeni Andy Klein ile çalışıyordu. Andy, portrelerime aşinaydı ve manzara çalışmalarımın da farkındaydı, bu yüzden Bruce’a göstermek için bazı manzaralarımı bir araya getirmemi istedi. Fotoğrafa âşık oldu, bunun kapak için doğru olduğunu biliyordu.”
2019’da piyasaya sürülen on dokuzuncu stüdyo albümü “Western Stars”ın çekimlerini Danny Clinch, Joshua Tree National Park’ta yapar. Serideki olmazsa olmaz arabalı pozlar –arabanın içinde, önünde, yanında, direksiyonda, koltukta vesaire, vesaire- albümün arka kapağında ve kitapçığında kullanılır.
“Girls in Their Summer Clothes”, Springsteen’in 2007 tarihli Magic albümünden bir şarkısı.
Bruce Springsteen’in 1975 tarihli üçüncü stüdyo albümü “Born to Run”da yer alan ve rock’n’roll tarihinin sembolleşmiş fotoğraflarını çeken Eric Meola, Springsteen ile çalışırken çoğunlukla siyah beyaz film tercih eder.
Eric Meola, Springsteen’in “Born to Run”dan sonraki albümü “Darkness on the Edge of Town“ için 1977 yılında Nevada çöllerinde bir seri çekim planı yapar. Bir öğleden sonra, uzun toprak bir yolda, fırtına öncesinde gelen uğursuz bulutlar tepedeyken, Meola, Bruce’dan arabayı doğruca kameraya doğru sürmesini ister.
Meola’nın, Springsteen’i çölün ortasında, üstü açık, kırmızı olduğunu sonradan öğrendiğimiz bir 1965 Ford Galaxie 500XL’nin önüne yaslandığı ve arkasına aldığı toz bulutuyla ona doğru gelirken yaptığı çekimler, “The Promise” albümünde yer alır.
“Darkness on the Edge of Town“ için yapılan ama o albümde kullanılmayan fotoğraflar, yıllar sonra 2010 tarihli bu derleme albüm için kullanılır.
Meola, 1977 Ağustos’unda yaptıkları çekimler sırasında şimşeklerin çaktığını ve bir süre sonra da gökyüzünün tamamen kararıp yağmurun başladığını söyler. Zihinlerine kazınan bu hipnotize sahneden haftalar sonra Springsteen ‘The Promised Land’ şarkısının sözlerini yazar:
“… çöl tabanından yükselen kara bir bulut var, çantalarımı topladım ve doğruca fırtınaya doğru gidiyorum, her şeyi havaya uçuracak bir kasırga olacak…”
Mesele şu ki, Springsteen için araba, yol, yola çıkmak sadece özgürlüğün, özgür ruhun sembolü değil aynı zamanda kendi kişisel hikâyesinde de sıklıkla kullandığı bir metafor. İçinde bir hareketi ihtiva eden bu metafor, hem yoldan çıkışı hem de yoluna koymayı temsil ediyor âdeta.
“Biliyorsun o boş yolu hep sevmişimdir.” diyor şarkıda.
Springsteen, şiirsel hikâye anlatıcılığı ile yolculuğu, şarkıyı dinlediğimiz andaki ruh hâlimize örüyor, şarkıdan doğru çıktığımız yolda kendimizi bir anda yolcu koltuğunda veya direksiyonda bir seyahate kaptırmış hayallere sürerken bulabiliyoruz.
“Arabadayken her zaman ileriye gittiğimizi hissedebiliyoruz. Ama ilerliyor muyuz? Çoğu zaman sadece hareket ediyoruz.” diyor Patron.