Astrolojiye inanır mısınız? Narsistik özellikler yarışında yüksek puanlar alabilirsiniz
Astrolojiye inanmıyorum; “Ben bir Yay burcuyum ve biz şüpheciyizdir.” – Arthur C. Clarke
Göksel hareketlere dayalı olarak bireysel kişiliği anlamaya yönelik sözde-bilimsel bir yaklaşım olan astrolojinin son yıllardaki popülaritesinde bir artış yaşanıyor. Flört için tasarlanmış olanlar da dahil olmak üzere bir çok astroloji uygulaması, yeni nesillerin üyeleri tarafından sayısız kez indiriliyor.
Nasıl oluyor da antik bir uygulama artan sayıda modern takipçi kazanıyor? Bunun nedenlerinden birinin Batı’daki genç nesillerin organize dinden uzaklaşmaya devam etmesi ve bazılarının muhtemelen astroloji ya da tarot kartları gibi uygulamaların sunduğu daha kişisel ve daha az dogmatik yaklaşımlara yönelmesi olarak görülüyor. Ayrıca, toplumsal stres yükleyiciler karşısında astrolojiye yönelen insanlar için tarihsel bir emsal olmasına da dikkat çekiliyor: Burçlara adanmış ilk gazete sütunları zorlu günlerin yaşandığı 1930’larda ortaya çıktı.
Astrolojinin son zamanlarda yeniden canlanmasının nedenleri hala gizemini koruyor, ancak Personality and Individual Differences dergisinde yakın zamanda yayınlanan bir araştırma, günümüzde astrolojiyle ilgilenmeye kimlerin daha meyilli olduğuna dair daha net bir resim ortaya koyuyor. Görünüşe göre, kişiliğinin yıldızlarda yazılı olduğunu düşünen insanlar biraz kendilerini beğenme eğiliminde.
Narsisizm ve astroloji
İsveç’in Lund kentinde bulunan Lund Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen çalışma, kişilik tipiyle astrolojiye duyulan ilgi arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemeyi amaçladı. Böyle bir bağlantı, belirli insanların astrolojiye daha çok ilgi duyduğunu öne süren mevcut verilerle de ters düşmüyor. Örneğin, önceki araştırmalar, astrolojiye inananların komplo teorilerine ve bir dizi başka sahte bilime inanma olasılığının daha yüksek olduğunu bulmuştu.
Çalışma için, çoğunlukla genç kadınlardan oluşan 264 kişiden oluşan bir katılımcı grubu oluşturuldu. Katılımcılardan astrolojiye ne kadar inandıklarını belirleyen anketleri, Beş Büyük Faktör kişilik testini, Dark Triad testinin narsisistik özellikleri değerlendirmekle sınırlı kısa bir versiyonunu ve genel bir zeka değerlendirmesini yapmaları istendi. Araştırmacılar, katılımcılara ayrıca tek bir soruyla bilimin astrolojiyi ne kadar desteklediğini düşündüklerini sordular.
Ana bulgu, kişilik faktörleri arasında narsisizmin, bir test katılımcısının astrolojiye inanma olasılığının açık ara en güçlü öngöstergesi olduğuydu. Narsisizm, astrolojinin bilim tarafından desteklendiği fikriyle de güçlü bir şekilde ilişkiliydi. Narsistlerle etkileşime girmiş biri için gerçeğe bu denli direniş göstermeleri şaşırtıcı olmayabilir. Sonuçlara göre yüksek zekanın astrolojiyle olumsuz bir ilişkisi vardı. Doğal olarak, bilimin astrolojiyi desteklediğini düşünenlerin de buna inanma olasılıkları çok daha yüksekti.
Yazarlar, narsisistik özellikler ve astroloji arasındaki bağlantının, burçların kişiliği olumlu özelliklerle çerçeveleme eğilimiyle bir ilgisi olabileceğini öne sürüyorlar; bu da narsistlerin kendileri hakkında sahip oldukları aşırı olumlu duyguları güçlendirebilir. Bununla birlikte, çalışmanın zayıf yönleri olduğu söylemek mümkün. Yazarlar, araştırmaya katılan genç kadın sayısının yüksek olması nedeniyle bulguların tüm popülasyona genellenemeyeceğine dikkat çekiyor. Ek olarak, kendi kendini seçme eğilimi, sosyal arzu edilirlik eğilimi, ortak yöntem eğitilimi ve kendi kendini değerlendirmeye güvenme, çalışmanın güvenilirliğini daha da azaltan sorunlar ortaya çıkarabilir. Bu sınırlamalara rağmen, çalışma, evrene bu akıl dışı bakış açısına ve onların evrendeki abartılı yerine en çok kimin ilgi duyduğuna dair ilginç bir görüş sunuyor. Bu, daha sonraki çalışmaların temeli olabileceği gibi daha pratik bir düzeyde, yıldızları etraflarından döndüren bu kişilerin kendilerini neden bu kadar önemli gördüğünü açıklamak için bir araç olabilir.
Bigthink’ten Scotty Hendricks‘in yazısından çevrilmiştir. Orijinal makaleyi okumak için lütfen tıklayınız.
kapak fotoğrafı @ Paolo Gallo via Adobe Stock