Ari Barokas’dan “Lafıma Gücenme”
90’lı yılların ortalarında ne müzikler yapıldı, ne gruplar çıktı. Tanıklık etmenin keyfiyle alt Kemancı ve Flatline’da Mad Madame dinleme seansları. İstanbul’da bir Seattle atmosferi yaratmakta üstlerine yoktu bu adamların. Sonrasında gerçekten tuttular oraya gittiler, daha da sonrası ülke rock müzik sahnesinin bir Duman’ı olacaktı artık.
O güzel günlerin ve bu güzel işlerin müsebbiblerinden biri de kuşkusuz bas gitarıyla sahnede ağırlığını hissettiren Ari Barokas idi.
Grup müziği çatısında uzun zamandır aşina olduğumuz müzisyenlerin solo çalışmalarına kulak vermek o kişilerle iligili bazı şifreleri yakalamak bakımından keyifli dinleme süreçleri vaad eder. Hele ki bu grup Duman olunca ilgisiz kalmak ne mümkün. Kaan Tangöze’nin “Gölge Etme”sinin çizdiği çizginin ardından Ari Barokas da kişisel hesaplaşmasıyla ilgili başbaşa kalıp iki lafın belini kırmak maksadıyla almış eline sazını.
“Lafıma Gücenme”de 10 parça var ve tümünün söz, müziği Ari Barokas imzalı.
Barokas, akustik gitarını sırtlayıp yanına gitarda Utku İnan, davulda Mehmet Demirdelen ve kontrbasta Ekin Bilgin’i de katarak âdeta akustik bir ağaç ev inşa etmiş. Albüm, İstanbul Pür Stüdyoları’nda pirüpak, büyük özenle ve canlı kaydedilmiş. Şarkılar yolu hiç uzatmadan kulaktan kalbe ilerlemeyi biliyor. Hayatla derdi olan, “şimdi bir şeyler söylemek lazım” niyetini açık eden şarkılar bunlar.
Bölüm bölüm Duman’ın omugasına, şablonuna sadeleştirilmiş bir bakış atıyoruz. Söylem olarak yaşadığımız çağın çarpıklıklarını, toplumun, genel ve yerel gidişatın endişesini, hicvini ustaca ortaya koyuyor Barokas. Güm diye karnına oturan sözleri de yok değil. “Soran olmaz, söylesen olmaz” diyor, “sonumuz hayırdır inşallah” diye de ekliyor. Zaman zaman elden bir şey gelmediğini, bir süre sonra görülemeyen çıkışlardan, imkansız uğruna koşmalardan ve gelip geçen ömürlerin dert ortağı oluyor sözleri.
Aslında kafa kafaya verip iki lafın belini kırıyoruz da yine de açıkça diyor ki Barokas, “Lafıma Gücenme”.