Oz Büyücüsü filmi bilhassa renklerin kullanımındaki öncülüğüyle sinematik tarihi değiştirmesi ve yaratıcı olasılıklar dönemini başlatmasıyla bilinir. Judy Garland’ın acı verici deneyimlerinden sahte kar yapmak için asbest kullanımına ve ürkütücü bütçesine kadar filmin perde arkasında pek çok olumsuz şey yaşandı. Bu zorlukların her biri muhteşem kostümleri, göz alıcı ve efektif set tasarımı ve kötü cadılar arasındaki meşhur kan davasıyla tüm zamanların en etkili filmlerinden birinin ortaya çıkmasını sağladı ve filmin popüler kültürdeki mirasını sağlam hale getirdi. Film bugün tam manasıyla kült statüsünde.
Aslında hikaye burada bitmedi. Romanın orijinal yazarı L. Frank Baum bu seri için on dört kitap yazdı. Yazar öldükten sonra hikaye teliften düştü ve birçok başka yazar seriye kendi eklemelerini yaptı. İlk romandaki ayrıntıları kullandılar ve fantastik dünyaya birçok boyut eklediler.
Bu durum daha sonra bu romanlardan birinin az bilinen bir film uyarlamasının yapılmasına yol açtı. Bu ilk devam filminin adı Return to Oz‘du. Film, L. Frank Baum tarafından yazılan ve Oz’daki biri tarafından psikiyatri koğuşundan kurtarılan ve kendini mistik topraklarda bulan Dorothy’yi konu alan kitaptan uyarlandı.
Bu filmin varlığından daha da tuhaf olanı, belki de tüm zamanların en saygın editörü olan ve Apocalypse Now, The Godfather 3, Ghost ve The Talented Mr Ripley gibi ikonik filmleri kurgulamasıyla tanınan Walter Murch tarafından yönetilmiş olması. Murch kurgu sanatı üzerine en etkili metin olarak kabul edilen In the Blink of an Eye‘ın da yazarı.
Hikayenin teliften düşmesi orijinal hikayede yer alan karakterler ve Oz dünyası hakkında herkesin yazabileceği anlamına geliyordu. Ama Disney’in ilk filmde yarattığı yakut terliklerin eklenmesi gibi bazı ayrıntılar telif hakkı nedeniyle devam filmine dahil edilemedi ve Dorothy, 1985’teki filmde bunun yerine gümüş terlikler giymek zorunda kaldı.
Çocuk filmi olarak pazarlanmıştı ama film bunun tam aksine ilk filmin en rahatsız edici unsurlarını bile gölgede bırakan karanlık ve uğursuz yanıyla ön plana çıkıyordu. Konu, Dorothy’nin ilk filmdeki olaylardan sonra bir psikiyatri koğuşuna gönderilmesi ve sevilen karakterlerin rahatsız edici şekillerde çarpıtılması ve dünyaya yeni bir korku katmanı eklenmesi gerçeğine odaklanıyordu.
Murch’un bu tüyler ürpertici hikaye anlatımında Oz, sarı tuğlalı yolu parçalanmış, bakımsız ve harap bir şehirdir ve Oz halkı kalıcı bir şok içinde travmatize olmuştur. Dorothy’nin sihri artık bir akıl hastalığının yan etkisi olarak resmedilmektedir ve yoldaşları önceki karakterlerin garip ve çarpıtılmış versiyonları olarak var olmaktadır. Return to Oz apaçık bir korku filmidir ve az bilinmesinin nedeni de birkaç dakikalık izlemeden sonra anlaşılır.
