48
Views

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz.

Yanılsamalar Şehri

Yazar: Ursula K. Le Guin

Çevirmen: Çiğdem Erkal Yeşilbademli

Yayınevi: Metis Yayınları

Geçmişi silinmiş bir adam ormanın derinliklerinde uyanır. Adı yoktur, hatıraları yoktur ve Dünya’ya ait olmayan gözleri vardır. Bir süre ona evlerini ve kalplerini açan insanların arasında yaşadıktan sonra geçmişinin ve hakikatin peşinde bir yolculuğa çıkar.
 
Yıldızlararası savaşların gölgesinde, Dünya artık eski Dünya değildir. Bilgiler yok edilmiş, şehirler harabeye dönmüş, insanlık ise bir avuç topluluğa sıkışmış durumdadır. Ve her şeyin ötesinde, gizemli bir güç gezegeni kontrol altına almıştır.
 
Ursula K. Le Guin’in yaratıcı kaleminden çıkan Yanılsamalar Şehri kimlik ve hafıza, yalan ve hakikat, bilgi ve iktidar gibi kavramlar üzerine düşünen bir bilimkurgu klasiği… 
 
“Umut, güvenden bile daha narin, daha çetin bir şey, diye düşündü. Güzel bir dönemde insan hayata güvenir; kötü bir dönemde sadece umut eder. Ama her ikisi de özünde aynıdır: İnsan zihninin diğer zihinlerle, dünyayla ve zamanla zorunlu ilişkisidir. Güven olmazsa insan yaşar ama insan hayatı değildir yaşadığı; umut olmazsa ölür. Ellerin birbirine dokunmadığı, bir ilişkinin olmadığı yerde duygular boşlukta körelir, zekâ kısırlaşır ve zihinde saplantılar oluşur. İnsanlar arasında kalan tek bağ, sahip ile köle ya da katil ile kurban ilişkisi olur.”

Stalin Cilt 2 – Hitler’i Beklerken (1929 – 1941)

Yazar: Stephen Kotkin

Çevirmen: Ali Selman

Yayınevi: İletişim Yayınları

Stephen Kotkin, üç cilt olarak tasarladığı bu kapsamlı biyografinin ikinci cildinde çağdaş dünyanın en tartışmalı
liderlerinden Stalin’in mutlak iktidarını perçinlediği 1929-1941 yılları arasına odaklanıyor.
Eşi Nadya Alliluyeva’nın intiharı ve yakın arkadaşı Sergey Kirov’un öldürülmesi gibi, yalnızlığını ve kuşkuculuğunu daha da keskinleştiren trajedilerle gündelik yaşamındaki sıradan anları detaylı olarak takip ettiğimiz çalışmanın bu ikinci cildi Hitler’i Beklerken’de kişisel olanla “tek ülkede sosyalizm”in inşasının iç içe geçtiği sarsıcı bir hikâye anlatılıyor.
Özellikle Ukrayna ve Kazakistan’da kitlesel bir kıtlığın yanında insani yıkıma da yol açan “iradi” kolektivizasyon ve sanayileşme süreçleriyle büyük bir köylü ekonomisinin dünyanın en büyük güçlerinden biri haline gelmesinde Stalin’in oynadığı rol ve sahip olduğu sorumluluk detaylı bir şekilde inceleniyor.
Kotkin, parti içi muhalefet, düşmanlıklar ve bitimsiz tasfiyelerin gölgesindeki Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanyası ile yerleşik düzene karşı ortaklıklarla birlikte karşıtlıklar da barındıran ilişkisini yeni bir dünya savaşının eşiğinde, İspanya İç Savaşı’ndan Japon saldırganlığına uzanan geniş bir coğrafyada, tarihsel bir kapsamda tartışıyor.

Pereira İddia Ediyor

Yazar: Antonio Tabucchi

Çevirmen: Münir H. Göle

Yayınevi: Everest Yayınları

“25 Temmuz 1938 günüydü ve Lizbon bir Atlantik esintisinin mavi gökyüzü altında parıldıyordu, diye iddia ediyor Pereira.”
20. yüzyıl İtalyan edebiyatının en güçlü yazarlarından Antonio Tabucchi, ünlü yapıtlarından Pereira İddia Ediyor’da okurunu 1938 yılına, Salazar faşizminin kapkara gölgesindeki Portekiz’e götürüyor. Otoriter rejimin baskı altında tuttuğu basın sansürle boğuşurken, Lisboa adlı akşam gazetesinin kültür sanat sayfasını hazırlayan Dr. Pereira, 19. yüzyıl Fransız edebiyatından öyküler çevirmekte, bol şekerli limonatalarla kendini avutmakta ve ölmüş karısının portresiyle dertleşmektedir. Yaşanan siyasi çalkantılara kulak tıkayıp kendini geçmişe gömmüş olan yaşlı adamın hayatı ateşli ve idealist bir genç olan Monteiro Rossi ve sevgilisi Marta ile tanışınca tamamen değişir. Başlangıçta pek gönüllü olmasa da zaman içinde vicdanının sesine kayıtsız kalamayan Pereira devletin zorbalıklarına karşı sessiz bir direnişin kahramanına dönüşecektir.
Belki bütün bu nedenlerden ve nasıl anlatacağını bilemediği başka nedenlerden ötürü. Yüreğin seslerinden söz ederken, insanın kesin bir inancı olması güçtür, diye iddia ediyor Pereira.

Yan Yana Durduğumuz Zamanlar

Yazar: Banu Yıldıran Genç

Yayınevi: Notos

Banu Yıldıran Genç ilk kitabı Geri Döndüğüm Yerler’den sonra okuduğu kitapları kişisel deneyimleriyle harmanlayan denemeler yazmayı sürdürüyor. Yan Yana Durduğumuz Zamanlar’da yas, kadınlık, annelik üzerine derinlemesine düşünürken edebiyatın aynı zamanda iyileştirici bir güç, bir dayanışma biçimi olduğunu hatırlatıyor.
Aralarında Latife Tekin, Selçuk Baran, Kadire Bozkurt, Samanta Schweblin, Ali Smith’in de bulunduğu, bizim edebiyatımızın yanı sıra dünya edebiyatından onlarca yazarın kitabını inceleyerek insanın kendini edebiyat aracılığıyla yeniden inşa etmesinin hikâyesini yazıyor.
Yan Yana Durduğumuz Zamanlar herkesi kendi hikâyesini, hayata tutunma biçimlerini düşünmeye çağıran samimi ve çok boyutlu, okuruyla derin bağlar kuran bir kitap.

Western Lane

Yazar: Chetna Maroo

Çevirmen: Mert Doğruer

Yayınevi: DeliDolu

Sessizliğin ortasında bir kendini gerçekleştirme yolculuğu… 2023 Booker Ödülü finalisti Chetna Maroo’nun ilk romanı Western Lane, yaşadığı yıkıcı kaybı sporla sağaltmaya çalışan genç bir kızın kendini aşma mücadelesini okurda derin yankılar uyandıracak bir duygu senfonisine dönüştürüyor. Yas, büyüme, kardeş ilişkileri, kaybetme ve kazanma üstüne derinlikli bir metne imza atan yazar; kederle başa çıkarken hayatı yeniden anlamlı kılmanın yolları hakkında sorgulatıyor. İngiltere’de yaşayan Hint kökenli bir ailenin en küçük kızı Gopi, kendini bildi bileli elinde raket, ablalarıyla birlikte antrenmanlara katılır. Annelerinin ölümünden sonra ise babaları, onları sessiz ve sıkı bir çalışma rutinine sokar; böylece duvar tenisi bu üç kız kardeşin bütün dünyası hâline gelir. Servisler, sert vuruşlar ve düşüşler arasında yeteneğiyle gitgide ablalarından ayrılan Gopi bir yandan duygularını keşfederken bir yandan da etrafındaki insanları gözlemleyerek anlamayı öğrenir. Travma ve acıyı sporun ”iyileştirici” gücüyle yenen 11 yaşındaki bir kızın dokunaklı ama bir o kadar da ilham verici hikâyesini anlatan bu sarsıcı roman, her şeye rağmen aile birliğini korumanın önemini yineliyor. Yalın dili ve zarif üslubuyla öne çıkan kitap, olanca sessizliğin ortasında hayatın T noktasını arayan yalnız ruhların yolunu ışıtacak bir kendini gerçekleştirme yolculuğuna çıkarıyor. ”Kederle boğuşan bir ailenin hikâyesini berrak bir anlatımla, derin çağrışımlar yaparak aktaran bir ilk roman.” Booker Ödülü Jürisi

Hüzünlü Kaplan

Yazar: Neige Sinno

Yayınevi: Can Yayınları

Hüzünlü Kaplan, üvey babası tarafından yıllarca tecavüze uğrayan küçük bir kızın hikâyesi. Neige Sinno on dokuz yaşında sessizliğini bozuyor, ardından kamu davası, tecavüzcünün hapsedilmesi, Sinno`nun Fransa`dan uzakta yeni bir hayat kurması geliyor.
 
Fransa`yı kasıp kavuran, uluslararası bir fenomen haline gelen ve birçok ödül kazanan Hüzünlü Kaplan, karanlığı aşmak için konuşmayı ve soru sormayı öneriyor.
 
“Hüzünlü Kaplan`ı okumak, gözleriniz açıkken bir uçuruma inmek gibi. Sizi bir yetişkin tarafından yıllarca istismar edilen bir çocuk olmanın ne demek olduğunu görmeye, gerçekten görmeye zorluyor. Herkes okumalı.”
Annie Ernaux

Makale Kategorileri:
KİTAP · MANŞET