John Steinbeck Gazap Üzümleri’ni Yazmak İçin Arzuyu ve Özgüvensizliği Nasıl Kontrol Altına Aldı

Amerikalı büyük yazar korkularını, şüphelerini ve amaçlarını yazdığı bir günlük tutuyordu

“Bu şimdiye kadar tuttuğum en uzun günlük. Elbette bir günlük değil ama bir romanın gerçek çalışma günlerini ve saatlerini haritalama girişimi. Bir gün atlanırsa bu kayıtta açıkça görülecek ve kayma için bir sebep gösterilecektir.”

– John Steinbeck, Çalışma Günleri, Gazap Üzümleri Günlükleri

Working Days: The Journals of The Grapes of Wrath adlı kitabında Nobel ödüllü yazar John Steinbeck (27 Şubat 1902–20 Aralık 1968), Gazap Üzümleri (1939) romanını yazma yöntemlerini paylaşırken günlüğü kitabın ilerleyişini ve kendi üzerindeki etkisini çizelge haline getirmek için kullanmış.

Steinbeck, 1940 yılında Pulitzer Ödülü kazanan romanını, 1938 yılının Haziran ve Ekim ayları arasında günde ortalama 2.000 kelime ortalamayla elle yazısıyla yazdı. Roman, hikayeyi anlatma kararlılığından doğan bir aşk emeğiydi. Oraya ulaşmak için odaklanması gerekiyordu ve Steinbeck rutin ve disiplinin kitabın tamamlanması için anahtar olduğunu gördü ve şunları söyledi: “Bir gün atlanırsa bu kayıtta açıkça görülecektir.” Kendini zorlayarak 29 Ağustos’ta şunları yazdı: “Benim işim hemen işe koyulmak ve hemen şimdi. Tüm baskılardan sorumlu tek bir kişi var ve onu buna zorlamalıyım.”

Günlük onun işine odaklanmasını sağlıyordu; zihni dalıp gittiğinde ve dikkat dağıtıcı şeyler, endişe ve korku düşüncelerine etki ettiğinde bir çıkış yolu oluyordu. Halihazırda birkaç beğenilen kitap yayınlamıştı, Fareler ve İnsanlar başarılı bir oyundu ama yine de güvensiz görünüyor, günlüğü kendini uyarmak ve dikkatini toplamak için kullanıyordu. Bir an geldi ve şöyle dedi: “Ben yazar değilim; kendim de dahil olmak üzere herkesi kandırıyorum.”

İlk kayıt:

31 Mayıs 1938 – Salı

İşte bir kitabın günlüğü ve nasıl işleyeceğini görmek ilginç olacak. Dürüst olmak gerekirse işe yaramadıkları için günlük tutmaya çalıştım. Kesin bir gerçeğin olmadığı konularda tam tersi istikamete yöneliyorum. Bazen kesin bir gerçek olduğunda onun kendini beğenmişliğinden iğreniyorum ve aynısını yapıyorum. Ancak bunda sadece çalışma günlerinin ve her birinde yapılan miktarın ve günün başarısının (bildiğim kadarıyla) bir kaydını tutmaya çalışacağım. Şu anda işler iyi gidiyor. Haziran ayının birine yaklaşıyoruz. Yani bu kitabı tamamlamak için yedi ayım var ve bu süreyi değerlendirmek istiyorum ama sanırım en fazla 5 ay sürer. Aslında yazmak için hiç uzun zaman harcamadım. Ama bunun yavaş olmasını istiyorum. Günlüğün nedenlerinden biri de bu.

Steinbeck ofisine çekilip kendine en sert eleştirileri yönelttiğinde ve kendini daha iyi olmaya zorladığında, kitap boyunca bir klostrofobi hakim oluyor: “Bazen iyi bir iş çıkardığımı sanıyorum ama bitirdiğimde sıradanlığa kayıyor.”

30 Haziran

Zaman sistemim gerçekten çöktü. Bugün – Haziran ayının son günü, bu romanın arka planı olan Birinci Kitabı bir ayda bitirdim. Bugün genel bir bölüm ve o da kısa olacak. Boş ve ıssız evler. Dün çalışma kısaydı ve kitabın tamamını kafamda gözden geçirdim – tüm hikayenin hareket ettiği o büyük ve sembolik son sahneye odaklanmıştım ve bu iyi bir şeydi. Çünkü çabanın onurunun ve temanın kudretinin yeniden anlaşılmasıydı. Kendimi çok küçük, yetersiz ve beceriksiz hissettim ama benden çok daha büyük olan hikayeyi tekrar sevmeye başladım. Benden çok daha güçlü, saf ve cesur olan insanları sevmeye ve onlara hayran olmaya başladım.

Steinbeck’in günlüğü “beni ısıtmaktan ve bazen de serinletmekten başka bir işe yaramayan o bitmek bilmeyen not defterlerinden” biri mi? Hayır bu daha fazlası. Steinbeck, Gazap Üzümleri‘nin öncülünde yaptığı gibi, yarattıklarını öldürmekten korkmuyordu.

Eylül 1936’da Steinbeck göçmen işçilerin ve marul yetiştiricilerinin Kaliforniya’da yumruk yumruğa kavga ettiğini gördü. Arkadaşı George Albee’ye bir mektupta “Salinas’ta isyanlar var ve doğduğum o sevimli küçük kasabanın sokaklarında cinayetler var” dedi. Böylece 1938’de L’Affaire Lettuceberg el yazması üzerinde çalışmaya başladı. Bitirdiğinde “kötü bir kitap” yazdığı söyledi ve neden başarısız olduğunu şöyle açıkladı: “Akıllı ve küstah olmuştum, anlıyor musun? Kitap yazmayı öğrenmediğimi, asla öğrenemeyeceğimi unutmuştum. Bir kitap kendi başına yaşayan bir hayat olmalı ve bu kitap bunu yapmıyor. Ve böylece günlük bir kenara not olmaktan öteye geçiyor. Steinbeck’in hikayesine ve yüceltmek istediği insanlara sadık kaldığını gösteriyor.

9 Haziran

Şansım yaver giderse bu ilk taslağı Ekim ayında bitireceğim ve sonra Tanrı bilir ne yapacağım. Kesinlikle dinlenmeye hazır olacağım. Bazen sadece bu hikayenin yoğunluğuyla biraz yoruluyorum ama gidişat o kadar büyüleyici ki yorgun kalamıyorum. … Bu iyi bir kitap olmalı. Kesinlikle öyle olmalı. Başka seçeneğim yok. Şimdiye kadar denediğim en iyi şey olmalı – yavaş ama emin, bir resim ve bir deneyim ortaya çıkana kadar ayrıntı üstüne ayrıntı yığmak. Tüm o zonklayan şey ortaya çıkana kadar. Ve bunu yapabilirim. Bunu yapmak için kendimi çok güçlü hissediyorum.

Son

26 Ekim

Bugün bir sevinme günü olmalı çünkü bugünü bitirebildim; sadece ahıra yürüyüş, yeni insanlar ve hepsi bu kadar. Ama mide gribi veya benzeri bir şey kaptım sanırım. Neyse, öyle başım dönüyor ki sayfayı zor görebiliyorum. Bu da çalışmayı zorlaştırıyor. Öte yandan bu durum daha da kötüleşebilir. Bir kuşatma altında olabilirim. Bu riski göze alamam. Devam etmeliyim. Bugün bitirebilirsem sonrasında ne olacağını pek umursamıyorum. Keşke – eğer kaçınılmaz olsaydı, bir gün daha ertelenebilirdi. Pazartesi günü garip bir şekilde berbat etmek aslında benim hatamdı. Daha iyi hissediyorum – burada oturuyorum. Keşke bitirseydim. En iyi yol sadece satırlara inmek. Acaba bu grip basit ve tam bir bitkinlik hali olabilir mi diye merak ediyorum. Bilmiyorum. Ama şimdi başlamam gerektiğini biliyorum ve tabii ki yaptığım her şey sona çok daha yakın olacak.

Bugünü bitirdim – ve Tanrı’ya şükür iyi olmasını umuyorum.

Steinbeck günlüğün kendi yaşamı boyunca yayınlanmamasını istedi. Bununla ilgili olarak çocukları “kaybolan bir adamın nasıl bir adam olduğunu anlamak ve söylenti, dalkavukluk ve iftiralarla dolu efsanenin ardına bakmak ve bir dereceye kadar babalarının nasıl bir adam olduğunu öğrenmek” isterlerse günlüğün onlara verilmesini vasiyet etti.

Cennetin Doğusu’nu yazma zamanı geldiğinde kendisine yazmak yerine editörü Pascal Covici’ye yazdığı mektupları kullandı. Bunun “zihinsel kolumu iyi bir oyun oynamak için hazırlamanın” yolu diye tarif etti. Steinbeck’in mektupları, karşı sayfalarının Cenneti Doğusu’nun iskeletinin oluşturulduğu bir defterin sol sayfalarına yazılmıştı.

flash bak

What's your reaction?