2024 Yılının En Kötü Filmleri
Variety editörleri Owen Gleiberman ve Peter Debruge geride bırakmak üzere olduğumuz yılın en kötü filmlerini seçti. Bu yıl en kötüler listesinde bir korku filmi (“Fare Kapanı”) var. Çağdaş korku filmlerinin çoğunun en alt sıralarda olması şaşırtıcı değil. Listedekiler kötü olmaktan öte beceriksizlikleri ve sıkıcılıklarıyla sizi dehşete düşürebilecek, sizi koltuğunuzda kıvrandıran ve izlenemezliğin karanlık çukuruna sürükleyen filmler.
Owen Gleiberman’ın En Kötü 5 Filmi
Poolman
Chris Pine hayranı olsanız bile, yönettiği, ortak yazarlığını yaptığı ve başrolünü oynadığı bu absürt L.A. noir felaketine ağzınız açık bakabilirsiniz.
Rumours
Evan Johnson ve Galen Johnson tarafından ortak yönetilen filmde Cate Blanchett’in bir tür kibirli Angela Merkel taklidi olarak liderlik ettiği bir grup dünya lideri G7 zirvesinde buluşup sonra ormanda kayboluyor ve sonra her şey sıkıcı, ağır bir hiciv işkencesine dönüşüyor.
Reagan
Bu ucuz Ronald Reagan biyografik filmi, televizyon filmlerini tekrar kötü yapma nostaljisi olan bir izleyici kitlesine oynayarak sinemalarda hit oldu. Filmin her şeyi karmakarışık. Mesela İran-Kontra skandalı bile Ronnie’den nefret eden kötü insanların onu yok etmeye çalışması olarak gösteriliyor. Bir saçmalıklar silsilesi.
The End
Joshua Oppenheimer’ın boğucu kıyamet sonrası müzikal dramasının tamamı bir sığınakta geçiyor ve zaman geçmiyormuş gibi hissettiren türden bir film. İki saat 28 dakika boyunca.
Lisa Frankenstein
Film dünyanın en gereksiz yere aşırı karmaşık Saturday Night Live skeci gibi hissettiren bir gençlik slasher romantizmi.
Owen Gleiberman’ın En Kötü 5 Filmi
Dogman
Kadın kıyafetleri giyen, tekerlekli sandalye kullanan ve sokak köpeklerini kendi isteklerini yerine getirmeye ikna edebilen bir anti-kahramanı canlandıran Caleb Landry Jones kendi jenerasyonunun en korkusuz oyuncularından biri. Ancak Besson’un üçüncü sınıf “Joker” taklidi her açıdan kötü düşünülmüş. Bir polis psikoloğunun, köpek kulübesinde büyütülmüş, derinden travmatize olmuş bir yabancıyı evcilleştirmeye çalıştığı, yersiz bir empatinin karmaşık bir eylemi.
The Mouse Trap
Film sıfır korku ve sayısız soru sunuyor, örneğin kim, neden ışınlanabiliyor ve neden biri Mickey Mouse maskeli bir adam gördükten sonra çığlık atsın?
Not Another Church Movie
Tyler Perry on dokuz yıl önce “Çılgın Siyahi Bir Kadının Günlüğü” adlı filmiyle Hollywood’a tek başına da servet kazanabileceğini göstermişti. Maalesef şimdi on dokuz yıl sonra aynı şeyleri üretmeye devam ediyor.
Harold and the Purple Crayon
Crockett Johnson’ın resimli kitabında bir çocuk aklına ne gelirse onu çiziyor, hayal dünyasından gelen maceralar ve hayali arkadaşlar yaratıyor. Bunu sinemaya uyarlamak milyonlarca yaratıcı yöne gidebilirdi. Bunun yerine Sony “Sonic”ten “Şirinler”e kadar her yerde görülebilen yorgun ve eski fikirleri kullanıyor.
Rebel Moon: Director’s Cut
Zack Snyder’ın yönettiği iki bölümlük bir “Star Wars” taklidinden daha yersiz veya gereksiz bir şey düşünebiliyor musunuz? Aynı filmin altı saatlik daha kanlı bir yönetmen kurgusuna ne dersiniz?
variety