Onat Önol Yeni Single’ı “To The Siren” ile Huzurlarınızda
Onat Önol’un yeni single’ı “To The Siren” dinleyiciyle buluştu.
“To The Siren” altı dakika süren bir slowcore, dream pop şarkısı olarak ulaşıyor kulaklarımıza. Davullarda Franz Ferdinand’ın eski bateristi Paul Thomson var ve şarkının ikinci yarısındaki ünlü davul fill’i üzerine yerleşen trombonu Niall Morris ve çelloyu da Olivia McLean olmak üzere Glasgow müzik lokalinden iki değerli arkadaşı çalıyor.
Onat Önol müziğinde kelimeleri şarkıya dönüştürüyor, duygularını tellerinde kanayana kadar çiğ bir şekilde ortaya koyuyor. Bunun doğal sonucu olarak ortaya çıkan sound, sessiz havai fişekler gibi hem fısıldayan hem de patlayan lirik bir gitara, 90’lar ve 2000’lerin sadcore/emo gitar rock’ının kreşendosuna dönüşüyor.
Yeni albümün ilk single’ı olan “To the Siren”, evden uzaklaşma, eski dostlar veya uzaklara ya da yeni ve eski sorunlara doğru kaçma arzusu gibi duygulara değiniyor. “Evimi terk ettim / çok geride / ve tüm arkadaşlarımı / evet hepsi öldü” açılış sözlerinde bunu açıkça hatırlatır. Bu gerçek olsun ya da olmasın, bunlar geride bırakılan bir şeye dair ifadelerdir, özellikle de ‘memleketimde bir hayalet gibi hissediyorum’ derken.
Bunların yanı sıra, film yapımcısı Anne Charlotte Robertson’ın 1990 yapımı kısa filminden yürek parçalayıcı bir örnekle birleşen ağlamaklı şarkı sözlerinde daha doğrudan yakarışlar var
Kesinlikle ev yapımı lo-fi olsa da pratiği, zengin katmanlı bir palet için geçmiş basitlikten kaçınan “To The Siren”in güzel sounduna yol açıyor. Low ve Sparklehorse gibi grupların etkisi var, ancak bunlar çoğunlukla yaptığı müzik için ödünç aldığı müzisyenlerden ziyade öğrendiği mihenk taşları.
Onat Önol Glasgow’a taşınmadan önce, yeni albüm “No Problem Here” zaten hazırdı ancak daha sonra şekillenmeye başladı. Orada Lust for Youth, Parquet Courts’tan A. Savage ve Trust Fund gibi gruplarla konserler vererek çeşitli projeler oluşturdu ve bu solo albümden önce yerel olarak birçok başka grupla çalıştı.
“Apologies” adlı şarkıda, acı dolu hayal kırıklığı duyguları için kameradan durmaksızın özür diliyor. Şarkıda ayrıca, trombon ve çello ile Paul Thomson’ın (Franz Ferdinand) davullarına katkıda bulunan arkadaşlarından bazı güzel konuk enstrümanlar da yer alıyor
“You won’t see it coming but I’ll see you go” (Geldiğini göremeyeceksin ama gittiğini göreceğim) cümlesini baştan sona tekrarlıyor; bu cümle hem şarkıya hem de albüme damgasını vuran öz farkındalığı kapsıyor. Albüme bir giriş olarak, ilerideki sesler hakkında bir fikir ediniyorsunuz: distorsiyonlu gitarlar yanlara çarparken, koparılmış yaylılar ve akorlar süzülüyor ve sizi yönlendiriyor.
Onat Önol photo by blackmagicplastic