Gene Hackman kariyerinin en büyük pişmanlığını açıklıyor: “O dönem çoktan bitmişti”

Gene Hackman’ın film endüstrisindeki mirası onlarca yıl boyunca muhteşem filmlerde yer almasıyla sağlamlaştı. Oyunculuk kariyerinin ilk günlerinden itibaren Bonnie ve Clyde‘dan The Royal Tenenbaums‘a kadar beğenilen filmlerde başrol oynadı.

Hackman sinema kariyerine 1950’lerin sonlarında ABD Deniz Kuvvetleri’ndeki görevinden sonra başladı. James Cagney gibi isimlerden ilham alan Hackman oyuncu olmaya karar verdi. Başlangıçta filmlerde ve televizyon şovlarında küçük roller alırken tiyatro yapımlarında da yer aldı. Bu çabalar başarıya giden yolu açtı. The Graduate‘te Benjamin’i oynamayı kıl payı kaçırsa da yakın arkadaşlarından biri olan Dustin Hoffman’a teklif edilen bir rol kısa sürede onu Hollywood’a tanıtacaktı.

Oyuncu, 1967’de Arthur Penn’in Yeni Hollywood klasiği Bonnie ve Clyde‘da Buck Barrow rolüyle kadroya dahil oldu. Film yoğun şiddet tasvirleri ve nihilist temalarıyla sinemayı sonsuza dek değiştiren bir hit haline geldi. Hackman üç yıl sonra I Never Sang For My Father‘da rol aldığında da aday gösterildiği bir ödül olan ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ dalında Oscar adaylığı kazandı.

The French Connection‘daki başrolüyle ana akımın içine daha da girdi ve bu, Amerikan filmlerinin dramatik bir şekilde değiştiği, taze bir yaklaşım sunan yeni bir oyuncu grubuna sahip, sinema tarihinin önemli bir dönemi olan Yeni Hollywood çağının yıldızı olmasını sağladı. Robert De Niro, Al Pacino ve Hoffman gibi isimlerin yanı sıra Hackman ana akım film endüstrisinde daha cesur ve iddialı sinema çalışmalarına doğru yapılan olumlu ilerlemeleri yansıttı.

Yine de kariyerinde The French Connection ve Unforgiven‘la iki Oscar kazanan yıldız daha önce başrol oyuncusu olmadığı için pişmanlık duyuyor. Hackman, Empire’a yazarlık çabaları hakkında konuşurken “ilk zamanlarda” romanları için yarattığı türden karakterleri oynayabilmeyi “çok istediğini” açıkladı.

Doğal olarak bu tür karakterler Hollywood aktörlerinden ilham aldı. “Errol Flynn ve James Cagney’nin eski günlerine, 30’larda yapılan macera filmlerine kadar uzanıyor. Yazması eğlenceli olan bu tür haylaz, yakışıklı, umursamaz karakterler. Artık filmlerde bu tür şeyleri pek görmüyoruz.”

Hackman’ın bir “pişmanlığı” da bu yıldızlardan biri gibi olamamış olması. “Bu tür bir başrol oyuncusu olmak rolü için uygun bir görünüme sahip değildim, ancak ellilerde filmlere başladığımda o dönem çoktan bitmişti. Bu yüzden bu şeylerden bazılarında yer alma şansım olmadığı için biraz pişmanım.”

Hackman her şeye rağmen inanılmaz derecede başarılı bir kariyer sürdürdü ve farklı türlerde filmlerde rol aldı.

What's your reaction?

tr_TRTurkish