Haftanın Kitaplığı – 29 Eylül 2024

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

Holly

Yazar: Stephen King

Çevirmen: Gökçe Yavas

Yayınevi: Altın Kitaplar

“Bazen evren sana tutunacak bir dal uzatır.”
– Bill Hodges

Stephen King’in en ilginç, en becerikli karakterlerinden Holly Gibney, bir kasabada yaşanan kaybolma vakalarının ardındaki korkunç gerçeği çözmek için geri dönüyor.

Penny Dahl, kayıp kızı Bonnie’yi bulmak için Finders Keepers dedektiflik bürosuna müracaat ettiğinde Holly, önce davayı kabul etmek istemez. Çünkü yaşadığı kayıplarla zor bir dönemden geçmektedir ve ortağı Pete de Covid kapmıştır. Ancak Penny Dahl’ın çaresiz sesindeki bir şey yüzünden Holly bu teklifi reddedemez.

Bonnie Dahl’ın kaybolduğu yerden sadece birkaç sokak ötede Profesör Rodney ve Emily Harris yaşamaktadır. Bu çift saygınlığın resmi gibidir: evli, seksenlerinde, birbirine sadık ve ömür boyu akademisyen. Fakat bakımlı, kitaplarla dolu evlerinin bodrumunda, Bonnie’nin kayboluşuyla ilgili olabilecek şeytani bir sır saklamaktadırlar.Holly, Stephen King’in bu tüyler ürperten yeni başyapıtında, sapkın profesörleri alt etmek için tüm olağanüstü yeteneklerini bir araya getirmek zorundadır.

Ayrılış

Yazar: Çağan Irmak

Yayınevi: Doğan Kitap

“Tanıyordu Ay onları. Batuhan ile Baturgan’dı isimleri. Biliyordu. Kendine benzetiyordu bazı bazı. Bilhassa yarımay olduğu zamanlarda onun bir tarafı ışıkta, bir tarafı karanlıkta kalan hali gibilerdi.”

Ayrılığı imkânsız bir ayrılışın hikâyesi bu… daha önce hiç yazılmayan… Yaralı bir masal bu… daha önce hiç anlatılmayan… Eski İstanbul’da, mezarlığa bakan bahtsız bir köşk. Ve on yedisinde iki kardeş; yan yana yaşayan ama apayrı dünyalara savrulan. Aslında akla hayale gelebilecek tüm zıtların kardeşliği bu roman; barışın ve savaşın, nefretin ve merhametin, uğurun ve lanetin, dostluğun ve düşmanlığın.

Gözümden Deliler Taştı ile başlayan edebiyat yolculuğunda Çağan Irmak ilk romanıyla kelimelerin çalkantılı sularında daha da derinlere iniyor, karanlıklarda yolumuzu bulmamız için bize kör edici bir ışık yakıyor.

“Beyaz perdede yarattığı şahsına münhasır dünyalarla tanıdığımız Çağan Irmak, bu defa edebiyat karasularında, sözcüklerin tılsımıyla anlatıyor hikâyesini. Bir yandan tebessüm ettirirken bir yandan da iç sızlatan bu ilk romanla, belki de en lüzum duyduğumuz zamanda,

en lüzum duyduğumuz hayali fısıldıyor kulağımıza: yan yanalık. Büyük kopuşların, yırtılışların, aldanışların, ayrılışların, pişmanlıkların gölgesinde de olsa, her şeye rağmen ve hatta inadına, daima yan yanalık…”

Nermin Yıldırım

İntermezzo

Yazar: Sally Rooney

Çevirmen: Begüm Kovulmaz

Yayınevi: Can Yayınları

Başka insanların talepleri bitmez, yalnızca çoğalır.
 
Hep daha karmaşık, daha zordur.
 
Bu da, diye düşünüyor, daha çok hayat, hayatın hep daha fazlası demenin bir başka yolu.

Şeytanı Gördüm – Modern Klasikler

Yazar: James Baldwin

Çevirmen: Fatma Cihan Akkartal

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Amerikan edebiyatının en önemli yazarlarından James Baldwin, roman ve öykülerin yanı sıra, tek bir türün kalıplarına sığmayan, bir anlamda kendi türünü icat eden düzyazı kitapları kaleme aldı. Sinema üzerine alışılmadık bir kitap olan Şeytanı Gördüm de bunlardan biri. Baldwin ele aldığı filmler kadar, bu filmleri ilk kez izlediği zamanı ve ortamı, filmlerin üretildikleri siyasal ve toplumsal koşulları da irdeliyor, sinemaya gitmenin hangi arzu ve yasaklarla yan yana düştüğünü keşfediyor. Film eleştirisiyle “sinema anıları”nı birleştiren, Amerika’daki ırk sorununa sinemanın aynasından bakan, Baldwin’in kendi kısa sürmüş Hollywood macerasıyla ve hayatının başka dönemlerinden anekdotlarla zenginleşen özel bir kitap.
 
Amerikan sinemasında siyahların temsil edilme biçimlerinin gizlediği önyargı, korku ve fantezileri keskin bir eleştirellikle ele alan Şeytanı Gördüm, Baldwin’in doğumunun yüzüncü yılında ilk kez Türkçede.
 
Kışkırtıcı bir tartışma.
Saturday Review
 
Bu ülkenin en iyi deneme yazarı. Baldwin’in gücü, üstünde iyi düşünülmüş, iğneleyici alaycılığında ve Amerikalıların kendilerini ülkelerinden korumalarını sağlayan kalınlaşmış deriyi kat kat soymaktaki ısrarında yatmıştır her zaman.
The New York Times Book Review

Çene Kemiği

Yazar: Monica Ojeda

Yayınevi: İthaki Yayınları

Gelecek vaat eden Latin Amerikalı yazarlar listesi Bogotá39’da ve Granta dergisinin İspanyolca yazan en başarılı 25 genç yazar listesinde yer alan Mónica Ojeda’nın tüm yeteneklerini sergilediği Çene Kemiği, çevrildiği dillerde de sansasyon yaratarak ABD’de 2022’de Ulusal Kitap Ödülü’nde en iyi çeviri yapıt adaylarından oldu. 

Ekvador’daki seçkin bir Opus Dei kolejinde okuyan Annelise ve Fernanda, terk edilmiş bir binada arkadaşlarıyla cesaret oyunları oynayıp uydurdukları bir Beyaz Tanrı’ya yönelik ritüeller geliştirerek günlerini geçirmektedir. Okula yeni gelen edebiyat öğretmeni Clara Hanım ise, travmalar ve kayıplarla dolu geçmişinin kaygılarıyla başa çıkmaya uğraşmaktadır. Tüm sınırları zorlayan genç kızlarla öğretmenleri arasında oluşan ürpertici ilişki üçgeni, muazzam bir beyaz korku ortaya çıkaracaktır. 

“Beyaz korku deneyimi, göz kamaştırıcı körlük deneyimidir – gölgelerde saklananlardan değil, parlak ve doygunluğu azaltılmış ışıkta ortaya çıkan ve bizi suskun bırakanlardan duyulan korku.” 

“Mónica Ojeda hem konularına hem de yazdığı türe yaklaşımında korkusuz. Korku ve tutkuyla çok az kişinin yapabileceği biçimde, ağzınızı açık bırakacak kadar uçlarda bir güzellikte uğraşıyor. (…) Beni korkutuyor ve beni büyülüyor ve bence bugün İspanyolca yazan en önemli yazarlardan biri.” —MARIANA ENRIQUEZ

Edgar Allan Poe birkaç sert kızla buluşuyor… Ojeda’nın mikroskobunun altında anne-kız ilişkileri, öğretmen-öğrenci dinamikleri ve fetiş tanrılarla birlikte ergenlikte cinselliğin ve gücün keşfedilmesinde yerini alıyor… Her iyi korku hikâyesi bir kurban gerektirir; Ojeda’nın canavarlarıyla kurbanları aynı yüzlere sahip.” —KIRKUS

Yavaşla

Yazar: Onurhan Ersoy

Yayınevi: Epona

“Sırtında mavi bir pelerinle uçabileceğine inanıyordu. Uçamayacağını öğrendiği için yürümüyor artık.” Atama bekleyen polis köpekleri, karaya düşmüş denizkızları, mekanik bilek güreşleri, ejderha yumurtaları, belediye yeraltı tesisleri. Acayip, ilginç olaylar anlatıyor Onurhan Ersoy. Ama mesele bu değil. Tüm bu cümbüşün, karnavalın ortasında bir an olsun durup kendine uzaktan bakmaya çalışanlar. Onlar var. Varlıklarını kendilerine ispat etmek için yavaşlayanlar. Koşarken adımları birbirine dolananlar. Hızlanarak yarışamayacağı için yavaşlayanlar. Kaos sonrası dinginli

What's your reaction?