Haftanın Kitaplığı – 23 Temmuz 2023

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz

SİLAHTAR BAHÇELERİ – ZABEL YESAYAN

Eserlerinin çevirileri ve hakkında yazılanlarla son yıllarda Türkiye edebiyat tarihindeki yerini alan, özellikle kadın hareketi için geçmişten gelen taze bir ilham olan Zabel Yesayan, çocukluğunun Üsküdar’ına, unutulmuş payitaht İstanbul’a ve onun insanlarına tutku ve özlemle baktığı Silahtar Bahçeleri’nde bizi kendi hikâyesini biraz daha yakından okumaya davet ediyor. 1878’de, tam da Rus ordusunun İstanbul’un kapısına dayandığı günlerde gözünü açtığı evden başlayarak, ona en zengin insan malzemesini sağlayan ailesini, mahallesini, hiç unutamadığı Silahtar Bahçeleri’ni, sonra giderek ufukta belirmeye başlayan İstanbul’un o aşina silüetini büyük bir maharetle işleyen, çocuk gözüyle zihnine kaydettiklerinden yola çıkarak dönemin toplumsal yapısındaki çelişki ve gerilimleri şaşmaz bir netlikle tahlil eden Yesayan, bizlere eşsiz bir İstanbul hatıratı emanet ediyor.

ACIMASIZ BİR DÜNYADA MERHAMET – NIGEL BARBER

Nigel Barber’ın ilkel toplumlardan günümüze fedakârlık biçimlerini ve evrimini irdelediği kitabı Acımasız Bir Dünyada Merhamet: Fedakârlığın Evrimi, Orhan Düz’ün çevirisiyle Alfa Yayınları’ndan çıktı.

“İnsan toplulukları ve doğadaki diğer bireyler, gerek kendi tabiatları gerekse de hayatlarını güven içinde sürdürmelerini sağlayacak ortak çıkarlar nedeniyle bir araya gelirler. Yiyecek içecek kaynaklarına ulaşmak, barınmak, tehlikeler karşısında birbirlerini korumak ve sosyalleşmek başlıca kaygılarını oluşturur. Bu topluluklardaki ilişkiler yalnızca çıkar odaklı mıdır? Birlik, aidiyet, utanç, suçluluk hissi de bir çeşit fedakârlık eylemi sayılabilir mi?

​Peki, düzenli kan bağışında bulunan, vergilerini ödeyen, zor durumdakilere yardım eden ve vatanını korumak için canından vazgeçen kişilerin olduğu bir toplumda katil doktorlara,  pedofil rahiplere, hırsızlara ve beyaz yakalı suçlulara ne demeli? Sabah erkenden kalkan, kahvaltısını yapan, takım elbisesini  giyen ve topluma karışmak üzere sokağa çıkan insanlar bu denli ahlaksız olabiliyorsa kime güveneceğiz?”

EPEPE – FERENC KARINTHY

Macar yazar Ferenc Karinthy’nin başyapıtı kabul edilen Epepe bilinmeyen bir dil ve kültürde kaybolan bir dilbilimcinin hikâyesini anlatıyor. Helsinki Dilbilim Kongresi’ne katılmak üzere uçağa binen Budai kendisini bambaşka bir ülkede bulur. Yerel dili ve yazıları bildiği hiçbir dile benzetemez. Hızla yükselen inşaatları, kalabalıkları, uzun kuyrukları, tuhaf prosedürleri ve âdetleriyle çözmesi zor, labirentvari bir büyükkente düşmüştür. Eve dönmekten başka çare yoktur ama dilini bilmeden bu yerden ayrılmak öyle kolay olmayacaktır. Budai bilimsel akıl yürütmelerle yerel dili çözmek ve birileriyle iletişim kurup derdini anlatabilmek için çeşitli taktikler dener, bu sırada başına belalar açılır. Yine de bir çıkış olduğu umudu hep vardır. Ferenc Karinthy dil ve kültürün insanları nasıl etkilediğini ele alırken yabancılaşma ve kimlik arayışını da büyük bir beceriyle işliyor.

17. ROMAN – DAG SOLSTAD

Dag Solstad’nın ‘On Birinci Roman, On Sekizinci Kitap’ının devamı niteliğindeki “17. Roman” bizi yıllar sonrasına götürüyor. Foyası meydana çıkan Bjørn Hansen sahtecilikten çarptırıldığı hapis cezasını tamamlamış, dışarıdaki hayata uyum sağlamaya çalışmaktadır. Bu sırada, uzun zamandır görmediği oğlundan gelen mektupla artık bir torunu olduğunu öğrenir ve oğlunun ailesini ziyaret etmeye karar verir. Şüphelerle dolu halde çıktığı bu yolculuk beklenmedik keşif ve sorgulamalara gebedir. Dag Solstad, sıradışı kahramanı Bjørn Hansen’i konu alan üç romanından ikincisinde, utanç ve iletişimsizlik, baba-oğul ilişkisi ve nesillerin ilerleyişinin anlamı, toplum içinde oynanan roller gibi temaları deşmeyi sürdürüyor.

BEZ BEBEK ALFABESİ – CAMILLA GRUDOVA,

Kanadalı yazar Camilla Grudova’nın Kafka, Angela Carter ve Margaret Atwood gibi isimlerden edebi izler taşıyan ilk öykü kitabı Bez Bebek Alfabesi, Firdevs Ev’in çevirisiyle İthaki Yayınları’ndan çıktı.

Britanya Fantazi Ödülleri’nde En İyi Öykü kategorisinde aday gösterilen ve Shirley Jackson Ödülleri’nde En İyi Uzun Öykü Ödülü’ne layık görülen “Balmumu” öyküsünün de yer aldığı Bez Bebek Alfabesi, oyuncu bir zekânın ürünü.

​Dikiş makinesini takıntı hâline getiren iki çocuk, distopik bir ülkede Adamı olmadan hayatta kalmaya çalışan bir kadın, eşyalarının kaybolacağından endişelenerek sahip olduğu her şeyi konservelere doldurmaya karar veren bir baron, geceleri kurda dönüşen bir anne, ölülerin arasında yaşamaya karar veren bir adam, garip tutkuları olan örümcek ve insan karışımı bir mahluk ve daha birçok tuhaf, tekinsiz, gerçeküstü kahraman.

TÜRK RESMİNİN YÜZ BİR YÜZÜ – ERKAN DOĞANAY

Erkan Doğanay’ın hazırladığı, sanat tarihimizi 101 ressamdan seçilen 101 portre aracılığıyla anlattığı, Türk resmiyle ilgilenen herkes için bir kılavuz niteliği taşıyan çalışması Türk Resminin Yüz Bir Yüzü, Ketebe Yayınları’ndan çıktı.

Türk Resminin Yüz Bir Yüzü; Şiblizade Ahmed’in Gül Koklayan Fatih Sultan Mehmed minyatüründen Osman Hamdi’ye, Feyhaman Duran’dan Aliye Berger’e, Abidin Dino’dan Erol Akyavaş’a uzanarak günümüze ulaşan bir suretler galerisi sunuyor.

​Kitap, Türkiye’de önde gelen yazar, eleştirmen ve sanat tarihçilerinin özgün metinlerinin eşlik ettiği portreler, yaklaşık 150 yıllık bir süreç içinde ortaya çıkan farklı üslupları, akımları, tarihsel dönemleri; değişen, dönüşen, başkalaşan yüzlerimizi; her seferinde farklı bir şekilde okunmaya açık ifadelerimizi, jestlerimizi bir araya getiriyor.

What's your reaction?

tr_TRTurkish