Fatih Yürür’ün yeni kitabı “Sinemanın Geleceği” raflarda

Sizce bundan 10 yıl sonra filmleri nerede izleyeceğiz?

Sinema salonlarına gitmeye devam eder miyiz?

Yoksa en azılı sinefiller olarak, ne kadar direnirsek direnelim, filmleri evimizin konforunda izlemek adına salonumuzda hatrı sayılır rötüşlar yaparak, aktüel koşullara teslim mi oluruz?

Peki ya 20 yıl sonra? 50 yıl?

Mesela sinemanın ikinci yüz yılını nasıl kutlarız?

Geleceğe dair tahminlerimiz çeşitli olsa da ne rakamlar ne da yedinci sanatın nihaî akıbeti konusunda net sonuçlara varabilmek pek de mümkün değil. Beğenilerimiz ve taleplerimiz hızlı bir biçimde değişip dönüşürken, sinemasal anlatının da kabuk değiştirerek yepyeni formlara bürüneceğini öngörebilmek için de kahin olmaya gerek yok. Sinemanın yakın gelecekteki nihai formu her ne olursa olsun, anlatıların rotasının da bu hızlı dönüşüm sürecinden nasibini fazlasıyla alacağını biliyoruz.

Hızlı tüketilen içerikler, yeni formatlar, sosyal medyaların şekillendirdiği münferit vizyonlar ve git gide kişisel deneyim arenasına dönüşen aşırı kişiselleştirilmiş anlatılar… Hiç kuşkusuz ki gelecek çok fazla üretime ve yaratıcılığa gebe olduğu gibi, bıkkınlık hissine, vizyoner çıkmazlara ve izleyici memnuniyetsizliğinin en üst merhalelerine de kapı açacakmış gibi görünüypor. Tahminlerimiz her ne yönde olursa olsun, geleceğin bütün bu öngörülerden çok daha fazlasını getireceğini biliyoruz.

“Kıyametin Sineması: Post Apokaliptik Filmler”, “Tek Mekânlık Filmler”, “Kötü Karakterin Yükselişi”, “Sinemanın Maskeleri” ve “Kötü Kötü Filmler” gibi sinema derlemelerinin yazarı ve “Zemin Kat”, “Geleceği Olmayan Adam” gibi kısa kurmaca filmlerle “Altın Fırçalı Adam”, “Milyon Dolarlık Afiş” gibi belgesellerin yönetmenliğini üstlenmiş olan Fatih Yürür; Doğu Kitabevi etiketiyle raflardaki yerini alan yeni kitabı “Geleceğin Sineması”nda geleneksel dinamiklerden yola çıkarak, gelecekteki yeni ve yaratıcı vizyonların izini sürmeyi hedefliyor.

Yedinci Sanat, hikâye anlatımının evrimine nasıl bir katkı sağladı?

Yeni medyalar ve bilgisayar oyunları ile şekillenen yaratıcı hikâye anlatımı, deneyimlenebilir yeni teknolojiler ile nasıl bir iş birliğine gidecek?

 Zevklerimizi algoritmalara teslim edip, onların sağladığı verilere güvenmeyi daha ne kadar sürdürebiliriz?

Senaryo yazımı, mekân tasarımı ve ileri görüntü işleme teknikleri konusunda dersler de veren Fatih Yürür, Sinemanın Geleceği’nde, bir tarafıyla yedinci sanatın vitrinini yeniden inşa ederken, diğer taraftan da algoritmalar dünyasında kendi yaratıcı hikâye anlatımı yönünü tayin etmeye çalışan yeni nesil izleyici modelini merceğe alıyor.

What's your reaction?