Dionisio González, Wittgenstein’ın Kulübesi serisinde tuhaf amfibik konutlar hayal ediyor
Görsel sanatçı Dionisio González, Wittgenstein’ın Kulübesi serisinde tuhaf amfibik konutlar hayal ediyor.
Norveç fiyortlarının romantik arka planında tasarlanan yapılar, aşınmış metallerle sarmalanmış eğlenceli formlardan oluşuyor. Sanatçı birçok farklı şekil ve boyut tasarlamasına rağmen, tasarımların hepsi bir su kütlesi üzerinde duran aynı fantastik bina ailesine ait.
Seri adını ve ilhamını, matematik, zihin ve dil ilkelerini inceleyen filozof Ludwig Josef Johann Wittgenstein’ın çalışmasından alıyor. Wittgenstein,1914’te Norveç’in Skjolden köyünde göle bakan bir kulübe tasarladı. Wittgenstein’ın kulübesi şekil olarak González’in sıra dışı binalarından çok farklı, ancak her iki proje de düşüncenin keşfedildiği yerler olarak hayal edildi.
Mimari ve su kombinasyonu, filozofun çalışması için çok önemliydi. González, “Wittgenstein mantık üzerine çalışmalarını arkadaşı David Pinsent’in Sognefjord’da yelken açtığı bir teknede yaptı,” diye açıklıyor durumu. “Bu gerçek, bu araştırma olayı, yazı masası işlevi gören küçük bir su ulaşım aracını öğrenmek ve ezberlemek, beni mimarinin su ve felsefe ile olan ilişkisini bir amfibi çabası olarak düşünmeye yöneltti. Wittgenstein, sıvı bir ortamdaki mimari yapıyı, bu organik yapıyı günümüzün medya araçlarıyla nasıl çerçevelerdi? Norveç fiyortları gibi yayılan dalgaların kırınım ortamlarında çağdaş kabinler nasıl olurdu?”
Wittgenstein’ın Kulübesi çalışmaları, bu soyut fikirlerin çağdaş binalarda nasıl tezahür edebileceğini hayal ederek, filozofun fikrini başka bir seviyeye taşıyor. González, yapıların amfibi doğasına önem veriyor ve seyir halindeyemiş gibi bir atmosfer yaratacağını umuyor.
González’in imgelerinde fantastik yapılar inşa etme planı olmamasına rağmen, bu çalışma daha çağdaş bir bağlamda yalnızlık ve felsefe fikirlerine yeniden başarıyla dokunuyor. Seriden daha fazla görsel için kaydırmaya devam edin.
Dionisio González: Websitesi | Instagram
mymodernmet.com