Haftanın Kitaplığı – 9 Mart 2020
Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye bir göz atabilirsiniz.
KADIN MÜCADELESİ: ÖZGÜRLÜK-EŞİTLİK VE KIZ KARDEŞLİĞİN 150 YILI – MARTA BREEN
Özgürlük. Eşitlik. Kız kardeşlik. Yeter ki sesimiz duyulsun!
Kadın Mücadelesi feminizm tarihini merak edenler için mutlaka okunması gereken bir grafik roman. 150 yıllık yakın tarihe odaklanan Marta Breen dünyanın dört bir yanında hakları için savaşan kadınları anlatıyor.
Henüz dünyanın her yerinde herkes eşit haklara sahip olamasa da geçtiğimiz yüz elli yıl, umutsuzluğa kapılmamamız gerektiğinin kanıtı niteliğinde. Marta Breen’in güçlü kalemiyle bugün her bireyin doğal hakkı olduğunu düşündüğümüz eğitim, çalışma, seçme ve seçilme haklarını elde etmenin o kadar da kolay olmadığını anlattığı Kadın Mücadelesi -Özgürlük, Eşitlik ve Kız Kardeşliğin 150 Yılı Jenny Jordahl’ın müthiş çizimleriyle tamamlanıyor.
TİKSİNTİ – HORACİO CASTELLANOS MOYA
“Cahil halkların birincil ve başlıca özelliğidir bu, kendi çöplüklerini dünyanın en iyi yeri kabul ederler.”
Sanat tarihi profesörü Edgardo Vega on sekiz yıllık sürgünün ardından, annesinin cenazesi için Kanada’dan ülkesi El Salvador’a dönmek zorunda kalır. Zamanında ülkesinden iğrenerek kaçmıştır ama şimdi kâbusuyla yüzleşmek zorundadır.
El Salvador’daki tek arkadaşı olan Moya adlı yazarla bir barda buluşarak pislik yuvası dediği o ülkede ne var ne yoksa kesintisiz bir monologda yerin dibine sokar: politikacıların yozlaşmışlığı, askerlerin cani katliamları, halkın zevksizliği ve aptallığı, çürümüş eğitim sistemi, mide bulandırıcı El Salvador birası ve yemekleri – tiksintiye müstahak daha nice şey…
El Salvadorlu sürgün yazar Horacio Castellanos Moya’dan hakaret virtüözü Thomas Bernhard üslubunda bir öfke konçertosu.
“Tiksinti elbette ki sadece bir hesap kapatmadan ya da bir yazarın ahlaki ve politik ortam karşısındaki derin ümitsizliğinin ifadesinden ibaret değil, aynı zamanda bir üslup alıştırması, Castellanos Moya’nın Bernhard’ın kimi eserlerine yönelik parodisi ve insanı gülmekten öldüren bir roman.”
– Roberto Bolaño
BEDAVA MÜZİK – STEPHEN RICHARD WITT
“Witt nefes kesici bir hikâye anlatıyor; başrolde müziğin kodamanları, titiz mi titiz Alman biliminsanları, korsanlar ve basit hırsızlar var…
Bayıldım.”
Colin Greenwood, Radiohead
Billboard dergisinin “tüm zamanların en iyi 100 müzik kitabı”; Time, Forbes, The Washington Post ve The Financial Times gibi yayınların yılın en iyi kitapları arasında gösterdiği Bedava Müzik; tarihin en büyük korsanı, müzik piyasasının en etkili patronu, devrim yaratan bir keşif ve devasa bir yasadışı müzik sitesi üzerine nefes kesici bir hikâye. MP3’ü icat eden Alman ses mühendislerinden, on yıl içinde iki bin albüm sızdıran Kuzey Carolina’lı CD fabrikası işçisine, plak şirketi patronlarının uluslararası müzik piyasasına yön verdiği Manhattan gökdelenlerinden, internetin en kuytu köşelerine uzanan Bedava Müzik, dijital müzik korsanlığının gizli tarihine ışık tutuyor.
YENİ ELBİSE – LUIGI PIRANDELLO
Hayır, yani ağzını ara sıra açıyordu ama konuşmak için değil. O ağız açma hareketi yanaklarının bir kasılması, daha doğrusu, o sarımsı yüzünün tümünün ara ara kırışıp büzüşmesinin bir sonucuydu ki –dişleri açığa çıkınca- bir yüz buruşturma olarak da algılanabilirdi bu hareket. Ama avukatın kendisiyle böylesine tatlı bir dille konuştuğunu duyarken yüzünün büründüğü bu ifade, hem bir dalga geçmenin hem de bir acı çekişin yansıması olarak da düşünülebilirdi.
Klasik İtalyan edebiyatının büyük ustası Pirandello’dan öyküler sunmaya devam ediyoruz. Bu küçük kitaptaki öykülerin çoğu ölüm karşısındaki tutumumuzu anlatıyor. Kiminde iç burkan, kiminde gülümseten unutulmaz öyküler bunlar.
YAŞASIN KADINLAR: TÜRKİYE’DE KADIN CİNAYETLERİ GERÇEĞİ VE ÇÖZÜM YOLLARI – GÜLSÜM KAV
“Her evin kapısında Ceren Özdemir, reddedilen her korunma başvurusunda Ayşe Paşalı, her şarkıda Değer Deniz, her kuaförde Muhterem Evcil, her sınavda Ceren Damar, her kedi sevgisinde Merve Kotan, her plazada Şule Çet vardır. Her şehirde Özgecan adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde ‘Ölmek istemiyorum’ sözleriyle Emine Bulut ve en olmadık yerlerde karşınıza çıkan, adlarını tek tek sayamayacağınız kadar çok öldürülen kadın ve Mücadele eden binlercesi vardır.”
Yaşasın Kadınlar’da, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, Türkiye’de kadın cinayetlerini ve çözüm yollarını, kadınların ve adliye koridorlarında adalet arayan ailelerin yanı başında sürdürdükleri mücadelenin deneyimi ışığında anlatıyor.
Özgür ve eşit bir dünya için özgür ve eşit bir dünyada YAŞASIN KADINLAR!