Bu hafta vizyona girecek filmler – 28 Eylül 2018
Bu hafta 12 yeni film sinemaseverlerle buluşuyor
Üç Tepe – Drei Zinnen (Three Peaks)
Aaron (Alexander Fehling), sevgilisi Lea (Bérénice Bejo) ve Lea’nın 8 yaşındaki oğlu Tristan (Arian Montgomery) ile aile olabilmek istemektedir. Bu yüzden anne oğulu İtalya’nın Dolomit Dağları’ndaki dağ evine tatil için davet eder. Aaron çocuğun kalbini kazanabilmek için elinden geleni yapsa da Tristan onu tam olarak kabul etmek istememektedir. Bu da ikisinin arasında sessiz bir rekabete dönüşür, Lea arada kalır. Bu esnada Tristan’ın dağlarda kaybolması, gerilimi ölümcül seviyelere yükseltecektir.
Aile Oyunları – Family Games
Sloane’nun babası Roan yeniden evlilik hazırlığındadır. İkinci baharını yaşayan Roan ne kadar heyecanlı ise Sloane da bir o kadar mutsuzdur. Babasının evlenmesine karşı olan Sloan bu evliliği engellemeye kararlıdır. Evliliği sabote etmek için sevgili Barret ile birlikte çocukluğunun geçtiği eve geri döner. Roan ve müstakbel eşi Kathryn bu ziyaretten oldukça memnundur. Çift, misafirlerini en güzel şekilde ağırlamak için ellerinden geleni yapar. Fakat bu beklenmedik ziyaret aile sırlarının ortaya çıkmasına ve şaşırtıcı olayların yaşanmasına neden olur.
Suzuya Bobo’nun ilk yönetmenlik deneyimi olan Aile Oyunları’nın oyuncu kadrosunda Megan Boone, Larry Bryggman, Derek Cecil, Alison Fraser gibi isimler bulunuyor. Senaryosunda yönetmen ile birlikte James Kaelan’ın imzasının bulunduğu dram türündeki yapımın görüntü yönetmenliğini Andreas von Scheele üstleniyor. Filmin müzikleri ise Jake Staley’e ait.
Cesur Savaşçılar – Redbad
Milattan sonra 8. yüzyılda Avrupa 2 büyük güce ayrılmış gibidir. Kuzeydeki ırklardan olan Frizler, Avrupa’nın en önemli ticaret merkezlerinden biri olsalar da halen barbar yöntemlerle ülkelerini yönetmektedir. Buna karşı çıkan Redbad (Gijs Naber) kral olan babasının ardından ülkenin başına geçmeyi bile istememektedir. Bu sırada güneyden gelen Frank’ler, ülkeyi işgal ederek Hıristiyanlık dinini yaymaya başlar. Amcasıyla ters düşen Redbad, bir sala bağlanarak ölüme yollanır, ancak hayatta kalmayı başarır ve Viking kıyılarına dek gider. Bu halkın bir parçası olan Redbad, sonrasında doğduğu ülkesini kurtarmak için geri gelecektir.
Eski Evdeki Büyülü Saat – The House with a Clock in its Walls
Lewis Barnavelt (Owen Vaccaro), ebeveyninin ölümünden sonra Michigan’daki amcası Jonathan’ın (Jack Black) yanına gönderilir. Tuhaf görünümlü amcasıyla korkutucu bir eve gelir gelmez hem Jonathan, hem de komşusu Florence’ın (Cate Blanchett) büyü ve sihirle fazlasıyla iç içe olduğunu görür. Lewis de kitaplardan ve amcasından birşeyler öğrenmeye başlar. Ancak evin sakladığı büyük sırrı da kısa süre sonra anlar. Bir zamanlar o konakta yaşamış kötü kalpli büyücü Isaac Izard, durduğunda kıyamet gününü tetikleyecek bir saat tasarlamış, ancak saati tamamlayamadan ölmüş, saati de evin içine saklamıştır. Kıyameti önleyebilmek için hep birlikte çaba gösterip saati bir an önce bulmaları gerekmektedir.
Karanlıkla Karşı Karşıya – BlacKkKlansman
Ron Stallworth, Colorado’da yaşayan Afro-Amerikan bir polis memurudur. Ortağı Flip Zimmerman ile birlikte çalışmaktadır. İkili Ku Klux Klan’ı durdurmak için mücadele vermektedir. Ron, örgütün şehri ele geçrime girişimlerini engellemek için gizlice örgütün içine sızmaya çalışır. Grupla iletişime geçen ve aşırı ırkçı biri gibi davranan Ron sonunda amacına ulaşır. Grubun toplantılarına katılmaya başlayan Ron, Klan’ın büyük kurucusu ile yakın ilişki kurar. Genç adam Ku Klux Klan’ına başarıyla sızmakla kalmayıp, yerel bölümün de başına geçer. Bu sırada Stallworth’un kimliğine geçen ortağı Zimmerman, ölümcül bir komployla ilgili bilgilere ulaşır. Peki Afro-Amerikan bir polis memuru, beyaz üstünlüğünü savunan bir örgütün içinde kimliğini gizli tutmayı nasıl başaracaktır?
Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Malcolm X”, “25. Saat” ve “İçerideki Adam” gibi filmlerle tanınan 2 Oscar adayı Spike Lee oturuyor. Star Wars evreninin Kylo Ren’i Adam Driver ve “Ballers” dizisiyle tanıdığımız John David Washington başrolü paylaştığı filmin kadrosunda Topher Grace, Laura Harrier, Ryan Eggold, Jasper Pääkkönen gibi isimler yer alıyor.
Küçük Ayak – Smallfoot
Migo adında bir Yeti, günün birinde düşen bir uçağın pilotunu görmüş, ‘küçük ayak’ efsanesinin gerçek olduğuna inanmıştır. Ancak diğer Yetiler kendisine inanmayınca iddiasını kanıtlamak için insanların dünyasına doğru maceralı bir yolculuğa çıkmaya karar verir.
Kayıp Aranıyor – Searching
David Kim’in (John Cho) 16 yaşındaki kızı Margot (Michelle La) hiçbir ipucu bırakmadan ortadan kaybolunca dedektifler konuyu araştırmaya başlamıştır. Ancak aradan geçen saatlere rağmen hiçbir doyurucu yanıt bulamayan acılı baba, o ana kadar kimsenin incelemeyi aklına getirmediği kızının diz üstü bilgisayarını açarak bir ipucu aramaya başlar. Kızının dijital ortamda bıraktığı izleri takip ederek kaybolmasının ardındaki sırrı açığa çıkarmaya çalışır.
Dokunma Bana – Touch Me Not
Yakınlık ihtiyacı, cinsel fetişler ve estetik güzelliğin farklı tanımları, Berlin’de Altın Ayı’ya layık görülen bu ilginç Romen filminin ana temaları. Kurmaca film, psikoterapi seansı, rol oyunları ile belgesel arasında tanımsız bir noktada duran Dokunma Bana, filmin yönetmeninin de dahil olduğu ilginç karakterlerini felsefe tartışması, beden egzersizi ve ruhsal sağaltım seansları arasında gözlemliyor. Romen yönetmen Adina Pintilie’nin ilk uzun metrajlı bu filmi, beden algılarını sonuna kadar zorlarken önyargıların ne kadar yıkıcı olduğunu gözlemleyen deneysel bir dram.
İstikamet: Düğün – Destination Wedding
Frank (Keanu Reeves) ve Lindsay (Winona Ryder) Keith ve Ann çiftinin kır düğününe giderken havaalanında tanışırlar. Frank damadın üvey kardeşi, Lindsay ise damadın eski nişanlısıdır. İlk anda birbirlerinden hiç hoşlanmayan bu huysuz ve uyumsuz ikili, düğün süresince birlikte çok fazla zaman geçirmek durumunda kalır. Ancak bulunmaktan çok da hoşnut olmadıkları düğün ortamı, bu ikiliyi birbirlerine yaklaştıracaktır.
Boy Erased
Jared küçük bir Amerikan kasabasında yaşayan genç bir delikanlıdır. Baptist bir papazın oğlu olan Jared ailesiyle çatışmaktadır. 19 yaşındaki genç delikanlı bir ültimatom ile karşı karşıya kalır. Ya bir eşcinsel dönüşüm terapisi programına katılacaktır ya da ailesi, arkadaşları ve inançları tarafından terk edilerek sürgüne gidecektir. Bu yolculuk, bir gencin kimliğinin her yönünü sorgulamaya zorlanırken kendini bulmak için verdiği mücadelenin gerçek hikayesidir.
Gece Yarısı Bir Çığlık Duydum – Down A Dark Hall
Gece Yarısı Bir Çığlık Duydum, gizemli bir sır keşfeden bir genç kızın yaşadıklarını konu ediyor. Katherine ‘Kit’ Gordy problemli davranışları olan genç bir kızdır. Bu sebeple de özel bir yatılı okul olan Blackwood Okulu’na gönderilir. Bu gizemli okul eksantrik müdüre Madam Duret tarafından yönetilmektedir. Okulun labirent vari koridorlarında yollarını bulmaya çalışan Kit ve sınıf arkadaşları, okulda kaldıkları süre içinde müdürelerinin özel güçlerini ve Blackwood Malikanesi’nin asırlardır doğaüstü bir sırrı sakladığını keşfederler.
Rodrigo Cortés’in yönetmen koltuğunda oturduğu filmin oyuncu kadrosunda AnnaSophia Robb, Isabelle Fuhrman, Uma Thurman, Victoria Moroles gibi isimler yer alıyor.
Göktaşı
Trakya yöresindeki Günebakan köyünde yaşayan halkın en büyük derdi susuzluktur. Buna son vermek isteyen köylüler yağmur duasına çıktıklarında hiç beklemedikleri birşey olur, yağmur yerine göktaşları yağar. Bu olağandışı olay, Amerikalı, Alman ve Rus ajanlarını da köye çeker. Göktaşlarını yüksek bedeller karşılığında satın alan bu yabancılar, köylülerin yanında kurnaz muhtar İsmet (Şafak Sezer) için de geçim kapısına dönüşür. İsmet köylülerin sattıkları taş başına bağış toplamaya çalışırken, İsmet’in şarkıcı oğlu Bahadır’ın köyü gelen muhabir Ceylan’a aşık olması, işleri iyice karıştırır.
içeriğin hazırlanmasında sinemalar.com, beyazperde.com ve iksv.org sitelerinden faydalanılmıştır.