“İstanbul’da Queer Alanların Dilsel Yapısı ve Tarihî Gelişimi” Üzerine Konuşma

Araştırmalarında eşcinsel erkek ve trans kadın seks işçilerinin jargonunu inceleyen Nicholas Kontovas, Osmanlı’nın klasik döneminde yazılmış muhtelif ḥammāmnāme ve dellāknāme metinlerindeki Arapça ve Farsça kelimeleri, bugün Lubunca olarak bilinen kuir jargonundan Romanca kökenli unsurlarla kıyaslar.

Tanzimat reformlarıyla İstanbul yönetiminin eşcinselliğe bakışının gitgide muhafazakârlaştığını belirten Kontovas’a göre, hamamlarda yarı resmî olarak seks işçiliği yapan erkekler bu dönemden itibaren sokaklarda çalışmak zorunda kalmıştır. Benzer şekilde, Osmanlı’nın son dönemleri ile Cumhuriyet’in ilk yıllarında gayrimüslim kadın seks işçileri de, devletin getirdiği kısıtlamalara tepki olarak gayriresmî genelevlerde çalışmayı tercih eder.

Kontovas, ancak 1990’larda görünürlük kazanan Lubunca’ya odaklı konuşmasında, jargonun etnik dilsel azınlıklara bağlı gelişimini eşcinsel erkek, gayrimüslim kadın ve trans kadın seks işçilerinin ilişkileri bağlamında tarihî ve toplumsal bir yaklaşımla irdeleyecek.

Herkesin katılımına açık olan bu konuşma, Slavs and Tatars’ın SALT Galata’daki Ağızdan Ağıza sergisi paralelinde gerçekleştirilmektedir. Konuşma dili Türkçe’dir.

Nicholas Kontovas Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde akademisyen. Toplumsal ve tarihî dilbilim alanları ile Türkî ve İranî diller üzerine çalışmalar yapmaktadır.

Görsel
Slavs and Tatars, Hung and Tart (full ruby) [Şekilli ve Mayhoş (tamamen yakut)], 2014
Sanatçılar ve Tanya Bonakdar Gallery’nin (New York) izniyle

 

What's your reaction?