5R- Uruguay Literatürüne Giriş İçin 5 Kitap

Zihinde yer eden, dinamik ve olağanüstü derin Uruguay edebiyatı, özgürlük için çabalayan kırılgan bir ülkeyi açığa vuruyor. Tuhaf romantizmden, şiddetin tarihine, feminist hicve kadar, Uruguay’ın en saygın yazarları, bu genç ulusun mücadelesini, tutkusunu ve bütünlüğünü ele alan eserlere sahiptirler.

 

Kırık Köşeli İlkbahar

Mario Benedetti

AYRINTI YAYINLARI

Latin Amerika edebiyatının büyük yazarlarından sayılan Uruguaylı Mario Benedetti, aşkın, sürgünlüğün ve hayata tutunma azminin en güzel metinlerini yazdı. Yaşadığı dönemin zorlu koşullarında kalemiyle birlikte politik mücadelenin içinde ve sıcaklığında var oldu. Benedetti, Kırık Köşeli İlkbahar’da, vatanından koparılan ama yaşamaktan vazgeçmeyenlerin insanlık durumlarını kimi zaman bir çocuk aklının aydınlığıyla anlatıyor.

“Soğuk olmadığında yaz olduğunu düşünüyorum ve sıcak olmadığında da kış olduğunu. Bir de bakıyorum ki, sonbaharmış. Kış için giyeceğim var, yaz ve ilkbahar için de ama sanırım bunlar sonbaharda işime yaramıyor. Babamın olduğu yere daha yeni sonbahar gelmiş ve babam bana mutlu olduğunu çünkü demir parmaklıklar arasından kuru yaprakların geldiğini ve bu yaprakların benim mektupçuklarım olduğunu hayal ettiğini yazmış.”

 

Latin Amerika’nın Kesik Damarları

Eduardo Galeano 

ÇİTLEMBİK YAYINLARI

“Gerçeğin ne olduğuna bakmadan onu değiştirmenin sihirli bir formülü yok. Bir şeyi değiştirmek içinse önce ne olduğunu görmek gerekiyor. Latin Amerika’daki sorun bu. Onu göremiyoruz, kendimize körüz, çünkü kendimize başkalarının gözüyle bakmaya şartlandırılmışız.”

ABD’nin “arka bahçesinde” bir şeyler oluyor. Latin Amerika’da bugün olanları anlamak için geçmişi öğrenmek gerekiyor. Bu kahırlı kıtanın, kendi kesik damarlarını teker teker dikip, yıllarca sömürülen kaynaklarını asıl sahiplerine iade ettiği bugünlerde, başka bir dünya hayali kuranlara Eduardo Galeano bu kitapla kılavuzluk edecek.

Yayımlandığı günden itibaren dünya solunun kült kitaplarından biri haline gelen “Latin Amerika’nın Kesik Damarları” yenilenmiş haliyle yeniden Türkçede. Latin Amerika tarihi bakımından önemli başvuru kaynakları arasında yer alan bu kitap koca bir kıtanın nasıl talan edildiğini, beş yüz yıllık sömürge ve emperyalizm geçmişini çarpıcı bir dille, bilimsel verilere dayanarak ve tüm gerçekliğiyle anlatıyor.

 

Küçük Sırlar

Carmen Posadas 

EVEREST YAYINLARI

Bir öykü yazmak için sarhoş olmak, bin kadınla yatmak, bir cinayet işlemek ya da saatte iki yüz kilometre hızla ölüme meydan okumak gerektiğine inanan kardeşinin yarım bıraktığı öyküyü yazmaya soyunan Chloe, yaşamın ağırlığı ve hafifliğini bütünüyle şöyle bir cümleye yüklemek ister: “Ölümün yarım bıraktığı bir kaderi tamamlamanın yolu var mıdır?”
Zaten yaşama bir bakıma yemek tarifine benzemektedir. Çünkü herkesin bazen yaşamının tadı tuzu olan, bazen de tadını kaçıran gizli ve küçük sırları vardır. Dünyada kirli çamaşırı olmayan kimse de bulunmadığına göre, bu sırlar bir süre sonra gerçek ve tehlikeli bir silaha dönüşürler. Hele de doğası gereği teşhir edici bir yönü olan aşk söz konusuysa. Bu yüzden sırların mutlaka gizli kalmaları gereklidir.

Tersane

Juan Carlos Onetti

ALEF YAYINEVİ

Beş yıl önce Santa María’dan kovulan Larsen, namı diğer “ceset toplayıcı,” Jeremías Petrus AŞ’ye ait Tersane’nin genel müdürlüğünü üstlenmek üzere bir gün kente geri döner. İyi bir maaşın yanı sıra Petrus’un güzel kızı Angélica Inés ile evlenip ihtiyarın mirasına konmak, nehir kenarındaki görkemli malikâneye yerleşmek, zorluklarla, acılarla geçen hayatını toparlamak ister. Başta ihtiyar Petrus olmak üzere, işler hâlâ gayet iyi yürüyormuş gibi çalışan idari müdür Gálvez, Tersane’nin arka tarafındaki küçük evde yaşayan hamile karısı, teknik müdür Kunz, hepsi Tersane’nin cisim bulduğu tuhaf bir kendini aldatma ruh halinde, ama hep bir umut ışığı altında kendi çöküşlerine doğru gitmektedir.

 

The Ship of Fools

Cristina Peri Rossi

Cristina Peri Rossi, Uruguay’ın feminist ikonlarından biridir ve eşcinsel haklarının savunucusudur. 1970’lerin diktatörlüğü sırasında hükümet tarafından sürgüne gönderildi ve yasaklanmış eserleri ile Uruguay edebiyatında sıklıkla yer alan büyülü gerçekçiliği uyandırdı.

La nave de los locos, 1960’lı yıllara gelindiğinde, erkeklerle kadınlar arasındaki dinamikleri ortaya koyuyor. Romanda, karmaşık bir entrika ve hafif örtülü metaforlarla seyahat hikâyelerinden parçalar bir araya getirilmiştir. Hayalleriyle sıkıntı yaşayan kahramanımız Equis, dünyadaki maceralarına başlarken, toplumsal gerginlik ve sürgüne uğramanın getirdiği zorluklarla karşı karşıyadır ve yolculuk esnasında yaşı büyük kadınlara âşık olur. Cinsiyetler ve güçler, bu konformizm karşıtı romanda nesnelere egemen olur; cinsiyetler arasındaki ilişki konusunda yaygın inançlarla mücadele eder ve çözüme ulaşır.

 

 

 

What's your reaction?