5R- Sputnik Sevgilim ve Murakami Hakkında 5 İlginç Bilgi

Yaban Koyununun İzindeSahilde Kafka1Q84Koşmasaydım YazamazdımRenksiz Tsukuru Tazaki’nin Hac YıllarıUyku ve Kadınsız Erkekler gibi unutulmaz eserler kaleme alan Haruki Murakami’nin Sputnik Sevgilim isimli kitabı da bir süre önce raflarda yerini aldı.  Sıradan insanların hikâyelerini sürükleyici olay örgüsü içine yerleştiren Murakami, Sputnik Sevgilim’de de Japonya’dan bir Yunan adasına uzanan iki kadın ve bir erkeğin yalnızlık hikâyesini etkileyici bir aşk hikâyesine dönüştürüyor.

KitaptaKendimi bu akıntıya bırakmak dışında bir şey yapamam. Yanıp kül olsam da, yok olup gitsem de,” diyen yazarın severleri için hayatından küçük bir derleme yaptık.

On bin civarında albüm sahibi olduğuna inanıyor ama onları saymaya da çok korkuyor.

Bir tane bile Murakami romanı okuyan herkes onun müziğe olan aşkını bilir. Müzik Murakami’nin hikâyelerine kahramanların nefesi gibi nüfuz eder. Aynen 1Q84’te Leos Janacek’in Sinfonietta’sına tekrar tekrar verilen referanslar gibi…

Murakami’nin en son uyarlanan yayınlanan kitaplarından birinin adı örneğinde olduğu gibi; Renksiz Tsukuru Tazaki’nin Hac Yılları, Macar besteci Franz Liszt tarafından bestelenen the Years Of Pilgrimage’e bir referanstır.

Gerçekte, Murakami’nin birçok romanın adı müzikten referans alır, Güneyin Sınırı, Güneşin Batısı ve İmkânsızın Şarkısı’nda da olduğu gibi.

Japon yazar Ryu Murakami bir zamanlar ona bir kedi vermiş

Bir diğer Murakami mecazı kedilerin dahlidir. Murakami’de kediler 1Q84’ün Kediler Şehri’nden, Sahilde Kafka’nın konuşan kedilerine kadar her yerde görünür. Murakami kabarık tüylü küçük kediciklerle ilgili sevgisinde hep son derece açık olmuştur.

1989 yılındaki bir makalesinde Murakami, hayatı boyunca ondan fazla kedisi olduğunu açıkladı. Aslında, 1974’den bu yana evinde en az bir kediyle yaşadığını zar zor hatırlayabiliyordu.

Aynı makalede, o açıklıyor ki; Japon romancı Ryu Murakami tarafından ona Kirin adlı bir kedi hediye edildi. (onun çalışmalarının Haruki’den daha karanlık ve şiddetli olduğu bilinir.)

Hayatının en önemli romanı Muhteşem Gatsby

Bir yazar olarak kariyerine başladığından beri Murakami, Salinger’ın Çavdar Tarlasında Çocuklar, Truman Capote’nin birçok eseri ve Raymond Carver’ın tüm çalışmalarını da içeren onlarca kitabı Japonya’ya çevirdi. Ancak Murakami bunların en önemlisinin Muhteşem Gatsby olduğunu iddia ediyor. Geçmişte Muhteşem m Gatsby’yi hayatındaki en önemli roman olarak nitelendirdi. Murakami uzun bir süre bu romanı altmışına geldiğinde çevirmek için istekliydi ama elli yedi yaşına yaklaşırken çevirisini yayınladı.

Kitaplarından birini David Lynch ya da Woody Allen’ın uyarlamasını istiyor

Romanlarının adaptasyon filmleri hakkında ne düşündüğü sorulduğunda Murakami David Lynch ya da Woody Allen’ın bu işi ele almak için en harika yönetmenler olacağını belirtti. Murakami buna karşın, film yapımcısı Tran Anh Hung’un İmkânsızın Şarkısı’nın uyarlamasını yapmasına izin verdi. Uyarlama 2010 yılında vizyona çıktı ve Toru Watanabe rolündeki Ken’ichi Matsuyama  ve Naoko rolündeki Rinko Kikuchi’yi yıldızlaştırdı.

Söylendiğine göre, Lynch’in düşüncesi Murakami’nin Haşlanmış Harikalar ve Dünya’nın Sonu gibi tuhaf romanlarından birini ele almak ya da Woody Allen’ınki de Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında gibi daha minimal bir şeyi yönetmek.

Yemeklerle ilgili korkunç kabusları vardı

Murakami’ye yazdıklarındaki düşsel kaliteye gerçek rüyalarının etkisi olup olmadığı sorulduğunda rüyalarını hatırlamadığı cevabını verdi ama son birkaç yıldır yinelenen bir rüya ona acı veriyordu.

Rüyada, bir siluet figür Murakami’ye yılan etli tempura,  içinde dolaşan minik pandalarla pilav ve tırtıl pastası pişiriyordu. Rüyanın en kötü yanı yemek istememiş olmasına rağmen yemek zorunda gibi hissetmesiydi. Neyse ki Murakami hep bunu yapmadan önce uyandı.

 

What's your reaction?