5R – Miyazaki’nin İzlenmesi Gereken 5 Animesi
Hayao Miyazaki, 5 Ocak 1941 yılında Tokyo’da doğdu. Lisede izlediği animasyondan çok etkilenip üniversitede uluslararası ilişkiler ve ekonomi okumasına rağmen mezun olduktan sonra animasyon şirketinde çalışmaya başladı. Miyazaki, kahramanlarını güçlü ve her türlü zorluğun altından kalkan kızlardan seçen ve çocuklar kadar büyüklere hatta belki de daha çok büyüklere hitap eden bir yönetmen ve çizer.
Sevin Okyay’ın “hikayeleri hem dünya kadar eski hem de yepyeniymiş duygusu uyandırıyor” dediği Miyazaki’nin bütün filmlerinin tekrar tekrar izlenmesi gerektiğini düşünsek de biz konsept gereği izlenmesi gereken 5 animesi diyoruz.
Komşum Totoro
Miyazaki’nin 1988 yapımı olan animasyonunda anneleri, isimlendirmeyen ve uzun süreli bir hastalığa yakalandığında ona daha yakın olmak için yattığı hastanenin yakınındaki eski bir eve taşınmak isteyen iki küçük kız, bir profesör olan babalarını da ikna edip bu kırsal yere taşınırlar. Küçük kızlar Satsuki ve Mei zamanla evin içerisinde onlarla birlikte yaşamakta olan, bazı varlıkların olduğunu fark ederler. Bu varlıklardan bir şekilde kurtulduklarında, evlerinin karşısındaki ormanda karşılaştıkları büyüleyici varlıklar iki kardeşi büyülü bir dünyanın içerisine sürüklerler.
Komşum Totoro, Japon animasyon üstadı Hayao Miyazaki’nin kült filmlerle dolu filmografisinin en samimi ve en büyülü hikayelerinden biri.
Küçük Cadı Kiki
Miyazaki’nin 1989 tarihinde yapım, senaryo ve yönetmenliğini yaptığı animasyonunda Kiki on üç yaşında bir cadıdır. Geleneklerine göre cadılık eğitimini tamamlayarak tam bir cadı olabilmesi için bir yıl ailesinden ayrı olarak kendi seçeceği bir şehirde yaşaması gerekmektedir.
Kiki, kedisi Jiji ile annesinin hediye ettiği süpürgeye binerek evinden ayrılır ve deniz kenarında, başka cadısı olmayan bir şehirde karar kılar. Kiki, şehirde uçma yeteneğinden faydalanacağı bir kurye servisi açmak istemektedir. Şehirdeki ilk gününde tanıştığı birinin fırınında ona yardımcı olurken aynı zamanda hayalini kurduğu işi yapmaya başlar ve zamanla cadılık yeteneklerini kaybettiğini fark eder. Yeteneklerini tekrar kazanmaya çalışırken bir arkadaşının da hayatını kurtarması gerekir.
Ruhların Kaçışı
Miyazaki tarafından yazılıp yönetilen 2003 yılında önce 52. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Altın Ayı’yı, sonrada ‘Uzun Metrajlı En İyi Animasyon Filmi’ Oscar’ını kazanan Japon animasyon filmidir. Birçok ödül kazanan film aynı zamanda Oscar kazanan ilk animedir.
Babasının işi nedeniyle yeni bir şehre taşınmak zorunda kalan 10 yaşındaki Chihiro bu duruma çok üzülmektedir. Fakat bu yolculuk hiç ummadığı kadar ilginçliklerle dolu olacaktır. İlk olarak Chihiro’nun anne ve babası mola verdikleri yerdeki yemekleri yiyince domuza dönüşürler. Chihiro, anne ve babasına yardım etmek isterken ortalık hayaletlerle dolar. Hayatta kalmak için, kendisini hayaletlerin kaldığı bu otele kabul ettirmek zorundadır. Burada hayaletlerin gizemini çözerken aynı zamanda esrarengiz Haku ile de aşkın büyüsünü de keşfedecektir.
Yürüyen Şato
Miyazaki tarafından yönetilen Diana Wynne Jones’un aynı adlı kitabından uyarlanan 2004 yapımı bir Japon animasyon filmdir. 2006 en iyi çizgi film Oscar adayı olan bu filmde kendi halinde olan 18 yaşındaki Sofie, kötülükler cadısı tarafından 90 yaşında yaşlı bir kadına dönüşür ve bütün hayatı değişir.
Kimse tarafından tanınmayan Sofie evini terk eder, ve yolculuğu onu sürekli yer değiştiren, içinde Howl isimli bir büyücünün yaşadığı bir şatoya getirir. Sofie’nin üzerindeki lanet ancak bu şatoda çözülebilecektir.
Rüzgar Yükseliyor
Miyazaki’nin en son 2014de yapmış olduğu son animesidir.. Konusunu Tatsuo Hori’nin kısa öyküsü üzerine olan Kaze Tachinu adlı mangadan alan film, Jiro Horikoshi’nin kurmaca hayat hikayesi niteliğindedir.
Jiro Horikoshi, İkinci Dünya Savaşı’nda Japon İmparatorluk Ordusu tarafından kullanılan ve Pearl Harbor baskını da aralarında bulunmak üzere birçok muharebede yer almış Mitsubishi A6M Zero savaş uçağını tasarlamıştır. Film Horikoshi’nin çocukluğundaki gökyüzü sevdasından başlayarak üniversiteye gidip mühendislik eğitimi aldığı yılları ve kariyerini, Miyazaki’nin o kendine özgü masalsı anlatımıyla sinemalara taşıyor.