5R- Ağustos Ayı Okuma Önerileri

Her gün kitabevi raflarına giren sayısız kitap arasında seçim yapabilmek giderek zorlaşıyor.  Bu durumda kısa listeler kimi zaman yönlendiriyor olsa da bazen de işe yarıyor. Biz de her ay olduğu gibi Ağustos ayını da boş geçmedik ve 5 kitaplık kısa listemizi hazırladık. İyi okumalar.

Baskerville’lerin Köpeği

Yazar: Sir Arthur Conan Doyle

Yayınevi : Kırmızı Kedi

“Bugüne kadar ilgilendiğim beş yüz önemli vaka içinde, bu kadar derine ineni var mı, emin değilim. Ama elimizde birkaç ipucu var ve muhtemelen bunlardan biri olmazsa diğeri bizi gerçeğe götürecek,” diyor Sherlock Holmes. Sir Arthur Conan Doyle’un Baskerville’lerin Köpeği adlı eseri ilk olarak Ağustos 1901 – Nisan 1902 tarihleri arasında The Strand dergisinde tefrika edilmişti. Umberto Eco’nun Gülün Adı’nda gerek eşkâli gerekse muhakeme yeteneğiyle Holmes’u andıran unutulmaz başkahraman Baskerville’li William ile gönderme yaptığı bu başyapıt, ani ve şiddetli korku yüzünden ölümle sonuçlanan kalp krizi vakalarını tanımlayan “Baskerville etkisi” terimiyle tıp literatürüne girmiş durumda. İngiltere’de, Dartmoor’dayız. Soylu Charles Baskerville’in ani ölümüyle tekrar canlanan bir lanetli aile efsanesiyle tanışıyoruz. 1742 tarihli bir elyazmasıyla başlayıp Watson’ın olay mahallinden yazdığı raporlarla örülüp gelişen öykü, ürkütücü atmosferiyle, dehşet saçan vahşi bir tazı, ıssız bir bozkır, aman vermez bir bataklık ve kasvetli bir köşk ortamı içinde gizemini son ana kadar koruyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Parfümün Gizemi

Yazar: Cristina Caboni

Çevirmen: Eren Yücesan Cendey

Yayınevi : Doğan Novus

Kendini akıntıya bırakmak bazen yapacak tek şey gibi gözükebilir.

Elena’nın eşine az rastlanır bir yeteneği vardır: Parfümün içindekileri sadece koklayarak ayırt edebilmektedir. Ailesinde nesilden nesle geçen bu beceri bir lütuf olduğu kadar aynı zamanda bir yüktür. Özellikle havada annesiyle olan acı dolu anılarını hatırlatan kokular duyduğu zaman…Uğradığı ihanet geleceğe dair tüm hayallerini yerle bir ettikten sonra arkadaşı Monique’ın ısrarları üzerine Floransa’dan Paris’e taşınır. Orada çiçeklerin, otların ve baharatın kokusuna bulanmış haldeyken hiç de yalnız olmadığını hisseder. Bir kere daha parfümlerle içli dışlı olan Elena, ailesinden kalma Mükemmel Parfüm’ün tarifi peşinde koşmaya başlar. Kendisini gizemli kokulara ve geçmişte kalmış hatıralara açarken aslında olması gereken kadının gerçek özünü keşfeder.

(Tanıtım Bülteninden)

Theodor Adorno-Kültür Endüstrisinin Kıskacında Kültür

Yazar: Önder Kulak

Yayınevi : İthaki Yayınları

 Elinizdeki çalışma, Theodor Adorno’nun eleştirel yaklaşımı ışığında bir yandan kültür endüstrisini açımlamaya ve sorgulamaya çalışırken, diğer yandan okuru beğenilerimizi tartışmaya çağırıyor. Kültür endüstrisinin kıskacında yaratılan kültürün, bireyin özgün beğenilerini yansıtamayacağını savunarak, bir başka seçeneğin mümkün olduğu sonucuna da varıyor. Günümüzde kültür endüstrisinin internet ve dijital oyunlar aracılığıyla kazandığı etki ve yaygınlaşma, dahası endüstriyel kültürün tüketicilerinin aynı zamanda üreticileri haline gelmeleri Adorno tarafından tahayyül bile edilemezdi. Elbette, bunlar televizyonun ulaştığı nokta gibi Adorno’nun düşüncelerini doğrulamakta ama aynı zamanda çizdikleri sınırları zorlamaktadırlar. Bundan dolayı, Adorno’nun felsefesinin bahsedilen değişimler ve yeni formlar bakımından tekrar değerlendirilmesi son derece elzemdir. Önder Kulak’ın çalışması, kültür endüstrisi fenomenine dair Adorno’nun eleştirileri üzerine bir rehber kitap olma niteliği taşıyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın

Yazar: Cuniçiro Tanizaki

Çevirmen: Sinan Ceylan

Yayınevi : Jaguar Kitap

Fukuko, tam da kocası Şozo ile yeni bir hayata başladığı günlerde kocasının eski karısı Şinako’dan bir mektup alır. Yuvası dağıldıktan sonra “kırık bir çanak” bile almayan bu kadın, duygu yüklü mektubunda tek bir şey istemektedir: Şozo’nun deliler gibi sevdiği kedisi Lili’yi.İlk bakışta, masum bir istektir elbette bu. Ne var ki Lili -tüm kediler gibi- girdiği hayatların en olmadık yerlerine kıvrılmıştır ve dâhil olduğu yaşamların karanlık köşelerinde gezinmeye başlar mektupla birlikte. Biten ilişki için umut, diğeri içinse endişe kaynağıdır.  Böylece, başlı başına bir kavram olmayı hak eden “kedi sevgisi”nden çok daha fazlasına dokunur Tanizaki. Zarif, yumuşacık bir üslupla insan ilişkilerinin girift yapısını, küçücük ayrıntıların -bir nesnenin, jestin veya bakışın- insan ruhunda yarattığı dönüşümleri, yalnızlığın ve sevginin türlü biçimlerini gösterir. Yoğun tutkuların, tuhaf arzuların ve ince bir melankolinin ustası Tanizaki’nin Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın’ını Sinan Ceylan Japonca aslından çevirdi.

(Tanıtım Bülteninden)

Kitapçı Dede ve Ben

Yazar: Uma Krishnaswami

Çevirmen: Özlem Sarı

Yayınevi : Hep Kitap

Dokuz yaşındaki Yasmin her gün apartmanlarının yanında sokak kütüphanesi kuran emekli öğretmen Kitapçı Dede’den bir kitap alır. Okuduktan sonra iade eder ve yenisini alır. Derken bir gün belediye başkanı bu sokak kütüphanesinin kaldırılmasını ister, Yasmin de bununla ilgili bir şeyler yapmaya karar verir. Ama ne yapabilir ki? Yerel seçimler yaklaşmıştır, Yasmin oy bile kullanamayan bir çocuktur. Yasmin, Kitapçı Dede’nin ona okuması için verdiği bir kitabı hatırlar. Kitap, bir avcının ağına takılan bir kuş sürüsüyle ilgili eski bir halk hikâyesidir. Kuşlar hep birlikte aynı anda kanatlarını çırparlarsa ağı yukarı doğru uçurabileceklerini ve güvenli bir yere vardıklarında da arkadaş canlısı bir köstebekten ağı kemirip kendilerini serbest bırakmasını isteyebileceklerini fark ederler. Bu kitaptan esinlenen Yasmin ve arkadaşları, mahallelerinin sesini duyurabilmek için bir seçim kampanyası başlatırlar. Toplumsal sorumluluk, arkadaşlık ve kitap sevgisi gibi temaları işleyen enerji dolu, eğlenceli ve zekice yazılmış bir hikâye… İlk basımı Hindistan’da yapılan Kitapçı Dede ve Ben, Scholastic Asya Kitap ve Crossword Ödülleri’ni aldı.

(Tanıtım Bülteninden)

 

 

 

What's your reaction?