2010’lar iklim değişikliği nedeniyle kaybettiğimiz bir başka on yıl oldu
Son 10 yılda emisyonları azaltmaya başlamamıza yönelik toplu başarısızlığımız, yükselen sıcaklıkları 1,5 santigrat derecede durdurma hayalini gerçekleştirmemize engel oldu. Hatta 2 santigrat dereceyi önlemek için bile, gerekenleri yaptığımızı söylemek zor.
Diğer tehlikelerin yanı sıra, bu yarım derecelik fark düzenli olarak dünya nüfusunun yaklaşık %40’ını şaşırtıcı ısı dalgalarına maruz bırakabilir.
2010’larda iklim değişikliği adına ufak gelişmeler yaşanmadı değil. Yenilenebilir enerji kaynakları ve elektrikli araçlar yaygınlaştı ve yaklaşık 200 ülke 2016’da Paris İklim Anlaşması kapsamında emisyonlarını azaltmayı taahhüt etti.
Ancak uluslar vaatlerinde geride kalıyorlar ve ABD, çok daha derin kesintilerin gerektiği bir noktada anlaşmadan tamamen çekilme sürecinde bulunuyor. Temiz enerji teknolojilerinin arkasındaki tüm ivme için, her yıl atmosferi daha fazla emisyonla kirleten enerji santralleri, arabalar, fabrikalar ve binaların yerini almak için çok az şey yapıyorlar.
Enerji verimliliğinin arttırılması, yenilenebilir kaynakların artan kullanımı ve kömürden doğalgaza geçiş, özellikle ABD ve Avrupa Birliği gibi varlıklı ekonomilerde gerçekleşse de Çin ve Hindistan liderliğindeki gelişmekte olan ülkelerde artan enerji talepleri nedeniyle emisyonlar arttı.
Sonuç olarak 2010’lar, iklim değişikliğinden kaynaklanan etkilerin en azından nesnel düşünen herhangi bir gözlemci için tartışılmaz hale geldiği on yılı kapsadı. Sıcaklık arttıkça Kuzey Kutup Denizi buzu tahmin edilenden çok daha hızlı eridi. Dünyanın mercan kayalıkları yıkıcı olaylara maruz kaldı. Ve dünyanın dört bir yanındaki bölgeler, en ölümcül ve en aşırı kuraklıkları, kasırgaları, sıcak dalgaları ve orman yangınlarını yaşadı.
Karbondioksitin tam ısınma etkisine ulaşması yıllar aldığından ve henüz emisyonları azaltmaya başlamadığımız için, önümüzdeki on yıl içinde daha da tehlikeli tehlikelerle karşı karşıya kalacağız.
technologyreview.com