Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz:
Turgut Uyar Şiirinin Oluşumu
Yazar: Enis Akın
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Enis Akın, modern şiirimizin tarihindeki akımların/hareketlerin niteliğini ve Turgut Uyar odağında İkinci Yeni şiirinin ortaya çıkışıyla yaşanan dalgalanmaları inceliyor. İkinci Yeni şairleri arasında Uyar’ın rolünü belirlerken onun şiirindeki gelişim çizgisini vurguluyor. Türkiyem’den Dünyanın En Güzel Arabistanı’na geçiş hızını, bu büyük sıçrayışın dinamiklerini şairin yaşamına, sanat çevresine bakarak çözümlüyor.
Dört Ayak Üstünde
Yazar: Miranda July
Yayınevi: Medusa Yayınları

Bir kadın kendini gerçekten tanımaya cesaret ederse… hayat da yeniden başlar.
45 yaşında evli ve çocuklu bir sanatçı, tekdüze hayatına bir hareket katmak için Los Angeles’tan New York’a bir araba yolculuğu planlar. Yola çıktıktan yarım saat sonra tesadüfen durduğu kasabada, sıradan bir yolculuğun sınırlarını aşar; geçmişin yükleri, arzuların gücü ve kimliğin karmaşası tek tek su yüzüne çıkar.
Miranda July, orta yaş hayatının mahremiyetine daha önce kimsenin cesaret edemediği bir merak ve keyifle dalıyor. Bir kadının kendini yeniden keşfetmesinin absürt, eğlenceli ve şefkatli öyküsünü anlatıyor.
Dört Ayak Üstünde, garip ve coşkulu ama bir o kadar da kırılgan ve özgürleştirici bir başyapıt.
Yılın En İyi Kitabı
The New York Times, The New Yorker, Publishers Weekly, The Guardian, Financial Times, TIME, The Washington Post, Oprah Daily, Vanity Fair
2024 National Book Award Finalisti, 2025 Joyce Carol Oates Prize Finalisti,
2025 Women’s Prize Finalisti
Hayvanlara ve Hayvanları Sevenlere Açık Mektup
Yazar: Frederic Lenoir
Çevirmen: Alp Tümertekin
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları

Hayvanların, genel olarak da doğanın insanın hizmetindeki araçlar olarak görülmesi düşünce gelenekleri tarafından öteden beri meşru görülmüş ve meşrulaştırılmıştır.
Lenoir’a göre ise hümanist düşüncenin bir sonraki durağı, insan-merkezli çerçevesinden kurtularak Dünya’da yaşayan tüm duyarlı varlıkları kapsayacak şekilde genişleyeceği daha yüksek bir etik aşama olacaktır.
“İşte o zaman, ‘insaniyetli olmak’ sadece diğer insanlara değil, duyarlılık ve farkındalık derecelerine göre bütün varlıklara saygı göstermek anlamına gelecektir. İnsan en güçlü ve en bilinçli tür olduğuna göre, güçlerini bu yaşam biçimlerini sömürmek ve tahrip etmekte değil, koruyup onlara hizmet etmekte kullanabilir.”
Sarı Kehribar
Yazar: Mehmet Yaşın
Yayınevi: İthaki Yayınları

Sarı Kehribar, sadece bir roman değil; çokdilli, çokkatmanlı, çokzamanlı bir bellek arkeolojisi. Kıbrıslı bir ailenin arşivinden çıkan fotoğraflarla örülmüş; bireysel hafıza ile kolektif tarih arasında gezinen sinematografik bir anlatı. Mehmet Yaşın, şiirsel dil ile arşiv estetiğini buluşturduğu bu “müze-roman”ında edebiyatın sınırlarını aşarak, belleğin, kültürün ve politik tarihin kıyılarına açılıyor.
Olaylar, Lefkoşa’da Mnemosyne Nehri’ne uçan bir arabanın içindeki iki kişiden birinin kaybolmasıyla başlıyor. Kaza mı suikast mı olduğu belirsiz bu olay, hem bir polisiye hikâyeyi tetikliyor hem de okuru, imgeler, belgeler ve zamanlar arasında dolambaçlı bir yolculuğa çıkarıyor. Adı verilmeden roman boyunca izini sürdüğümüz “Arkadaş”, gerçek mi yoksa hayalet mi olduğu belirsiz bir figüre dönüşürken, yazarın kendi biyografisiyle iç içe geçmiş otobiyografik bir gölgeye de bürünüyor.
Levant coğrafyasının Osmanlı sonrası dönüşümünü, Kıbrıs’ın yarım kalmış modernitesini ve kimlik parçalanmalarını bir dedektif hikâyesi estetiğiyle ele alırken, aynı zamanda romanın olanaklarını da sorguluyor Yaşın. Bir anlamda roman, bu kitapta sadece anlatım aracı değil, anlatının kendisine dönüştürülmüş bir ortam, bir araştırma mecrası, çokkatmanlı bir laboratuvar.
“Bir şeyi dinler veya anlatırken hatırladığınız başka şey, akılda olmayan baaambaşka bir hikâyeyi davet eder. Ben de şimdi burada, ne Aris’in, ne Rachel’in, ne de başkasının kaydetmediği şeyleri aktarıyorum. Eh, benim işim de bu: Unutulanı hatırlatmak.”
Aşk 2.0 – Modern Çağda Romantik Eylemlilik Formülü
Yazar: Luke Brunning
Çevirmen: Beyza Sumer Aydaş
Yayınevi: Minotor Kitap

Bu kitap romantik ilişkiler üzerine düşünmeyi, sorgulamayı sevenlere hitap ediyor.
İnsanların yeni tarz ilişki türlerine daha açık ve romantik gelişime daha meraklı olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Tablo mü¬kemmellikten çok uzak olsa da bizi perişan eden ilişkilere kar¬şı daha az hoşgörülü, nasıl yaşadığımız ve sevdiğimiz konusunda daha yaratıcıyız. Boşanma ve yeniden evlenme yaygın; karma ai¬leler artıyor; flört uygulamalarında artık queer arzudan ve tekeşli olmamaktan da bahsediliyor. Seçeneklerimiz çoğaldı ama hayal kırıklıklarımız da bir o kadar arttı.
Aşk 2.0’da felsefeci Luke Brunning, okuyucuları romantik ilişkilerin sadece yürümesinin değil, aynı zamanda gelişmesinin ne anlama geldiği konusunda düşünmeye teşvik ediyor. İlişkilerimizde deneyimlediğimiz özgürlüğü nasıl genişletebileceğimize dair felsefi bir tartışma açıyor. Olası ilişki tarzlarının çeşitliliğine açıklıkla yaklaşan Brunning, romantik eylemlilik üzerindeki hem iç hem de dış kısıtlamaları ve farklı insanların ve ilişkilerin bunları ele alma yollarını ezber bozan bir tarzda ortaya koyuyor.
“Brunning açık ve derinlikli yaklaşımıyla önyargılara meydan okuyor ve yeni bir entelektüel alan açıyor. Romantik ilişkilerin çeşitli biçim ve yönlerine dair bu keşif ve etik analiz, hem felsefi açıdan zengin hem de sosyal ve duygusal hayatlarımızın somut gerçeklerine dayanıyor.”
—Meg-John Barker
İnsanlık Krizi ve Diğer Konferanslar 1937 – 1958
Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Alper Bakım
Yayınevi: Can Yayınları

İnsanlık krizi, en azından yarı yarıya, dünya üzerinde biriktirmeye devam ettiğimiz aptal ilkeler ve kötü eylemler karşısında bireylerin kapıldıkları tembellik ve yorgunluk hallerinden oluşur. Bu kitap, Albert Camus’nün çeşitli konferanslarda yaptığı siyaset, edebiyat, savaş ve insanlığın genel çöküşü gibi çok çeşitli konuları kapsayan otuz dört konuşma metnini bir araya getiriyor. Camus her konferansta bir “insanlık krizi” teşhisi koyuyor ve yarım yüzyıl boyunca seslerinden mahrum bırakılanlara seslerini ve haysiyetlerini geri kazandırmak için yola çıkıyor. Columbia Üniversitesi’nde “insanlık krizi” üzerine yaptığı konuşma, Nobel Edebiyat Ödülü töreni konuşmasında değindiği felaket dönemlerinde sanatçının rolü… Bugün hepsi güncelliğini korumaya devam ediyor. “Albert Camus için her insanın bir görevi vardır ve bu görev, dünyanın sefilliğine karşı koyarak yoğunluğunu mümkün olduğunca azaltmaktır.” Gallimard