42
Views

Aşağıdaki metin Mark Travers Ph.D.‘ın Psycology Today sitesindeki orijinal yazısından çevrilmiştir.

Güzel bir sohbet hayatın hafife alınan zevklerinden biridir. Bundan daha fazlasını nasıl yapabiliriz? İşte psikologların sohbet becerilerinizi geliştirmeniz için için araştırma destekli üç önerisi:

Daha iyi bir dinleyici olun

Muhabbet etmek hususunda iyi olmak için iyi de bir dinleyici olmak kaçınılmaz gibi görünüyor. Peki dinleme becerilerinizi geliştirmek için belirli bir yol var mı?

Psikologlar bunun mümkün olduğunu ve bunun daha fazla tevazu geliştirmekle ilgili olduğunu öne sürüyorlar.

Özellikle kişilerarası tevazuyu geliştirmek için şunları yapın:

1.Başkalarının güçlü yanlarını ve katkılarını kabul edin

2.Geri bildirimlere ve yapıcı eleştirilere açık olun

3.Başkalarının ihtiyaçlarını göz önüne almaya devam edin

Psikolog Michal Lehmann yetersiz dinlemenin kişinin başkalarıyla kurduğu ilişkilerin kalitesini olumsuz yönde etkileyebileceğini söylüyor.

“Arkadaşlarımızı veya hayatımızdaki insanları dinlememek onların hayatları hakkında daha az şey bilmek ve daha az dahil olmak anlamına geliyor, bu da bu ilişkilerin kalitesini etkiler.”

Lehmann iyi bir dinleyici olmak için sessizlikten korkmamanız gerektiğini de söylüyor.

“İnsanlar konuşma sırasındaki sessizlik anlarından genellikle korkar veya utanır. Sessiz anlar iyi bir muhabbet için olmazsa olmazdır. Diğerinin konuşmasını sağlamak için kendinize sessiz olma izni verin.”

Topu yuvarlamaya devam edin

Northwestern Üniversitesi’nden Dr. Micheal Kardas bir araştırmasında “İnsanlar genellikle sohbet için önemli miktarda zaman ayırmaya çekinirler çünkü konuşacakları bir şey kalmayacağından ve bunun sonucunda sohbetlerinin sıkıcı veya garip bir hal alacağından endişe ederler” diyor.

Kardas tarafından yürütülen bir araştırmada yabancı çiftlerin birbirleriyle konuşmaları sağlandı. Araştırmacılar konuşmaları izledi ve hatta durumlarını değerlendirmek için her birkaç dakikada bir duraklattılar.

Karas “Konuşmanın ilk birkaç dakikasından sonra insanlar eğlendiklerini belirtme eğilimindeydi, ancak aynı zamanda konuşma devam ettikçe konuşacakları konuların biteceğini ve konuşmanın daha az keyfinin azalacağını düşündüklerini de belirttiler” dedi.

Oysa katılımcılar sohbetlerini sürdürmeye teşvik edildiğinde konuşacak daha fazla materyal buldu ve kalan diyalogdan beklediklerinden çok daha fazla keyif aldılar. Kardas insanların iyi bir sohbeti sonlandırmak için çok acele ettikleri sonucuna vardı; bu, birkaç dakikadan uzun süren sohbetlerin sohbet arkadaşları tarafından sıkıcı olarak algılandığını düşünmelerinden kaynaklanıyordu.

“Bir konuşma ne kadar uzun sürerse insanlar birbirlerini o kadar iyi tanır ve bu konuşmalar o denli anlamlı hale gelir. Bu bulguların bize önerdiği şey, insanların normalde olduğundan daha fazla zamanı konuşmalara ayırabilecekleri, çünkü söyleyecekleri şeylerin kolay kolay bitmeyeceği veya düşündükleri kadar çabuk konuşmadan sıkılmayacaklarıdır.”

Kendinizi sanata açın

Psikolog Katherine Cotter sanata maruz kalmanın psikolojik iyiliğiniz üzerinde olumlu etkileri olduğuna neredeyse yemin ediyor. Yaşam kalitemizi iyileştirmenin, stresi ve kortizol seviyelerini azaltmanın yanı sıra, sanat müzeleri kendimize bir topluluk bulmamıza ve oluşturmamıza yardım edebilir.

“Sanat müzeleri insanların kendilerini bağlı ve daha az izole hissedebilecekleri ve topluluk oluşturmanın bir yolu olarak kullanılabilecekleri bir alandır. Birçok ulus yalnızlık salgınından bahsederken bir sanat müzesine gitmek yalnızlık ve izolasyon duygularımızla mücadele etmenin bir yolu olabilir.”

Cotter’a göre sanata maruz kalmak iki şekilde daha iyi diyaloglara yol açıyor:

1.Bir sanat müzesine gittiğimizde “müze etkisi” denen bir şeyi deneyimleyebiliriz. Bir müzeye girdiğimizde kendimiz, ait olduğumuz topluluklar ve daha geniş anlamda toplum üzerinde düşünmemizi sağlayan yoğun bir tefekkür haline girebiliriz. Bu durum bizi otomatik olarak daha derin ve daha anlamlı konuşmalara hazırlar.

2.Sanat müzeleri çoğumuz için çok sık gitmediğimiz eşsiz alanlardır. Bir müzeyi ziyaret etme şansımız olduğunda kendimizi oraya ışınlanmış gibi hissetmek ve günlük endişelerimizi bir kenara bırakıp yaşadığımız deneyim sırasında dış dünyayı unutmak oldukça kolaydır. Ziyaretimizde zamanın nasıl geçtiğini anlamayabilir veya kendimizi belirli bir esere kaptırmış bulabiliriz. Bu deneyimler güvensizliklerimizden kurtulmamıza ve konuşacak bir şeyimiz kalmayacağı korkusuyla sohbetlerimizi kısa kesmek yerine sürdürmemize yardımcı olabilir.

Sonuç:

İyi bir sohbet öncelikle verme ve alma arasında sağlıklı bir denge kurmakla ilgilidir. Gösteriyi sadece yönetmeniz ya da sürekli dinleyici olarak kalmanız gerektiğini düşünmek tatmin edici olmayan sohbetlere yol açabilir. Belki de en iyi tavsiye derin bir nefes almak, fazla düşünmemek ve dalıp gitmektir.

fotoğraf kredisi: Jordi Salas/Moment/Getty

Makale Etiketleri:
· · · ·
Makale Kategorileri:
MANŞET · VE DİĞER